"وعلبة من" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir kutu
        
    • ve bir şişe
        
    Fakat üzüntü bize sadece gözyaşı havuzu ve bir kutu kağıt mendil verebilir. Open Subtitles لكنَ الأسف لن يجلب لنا شيئاً غير بحر من الدموع وعلبة من الكلينكس
    Sana kırmızı-beyaz saf ipek kravat ve bir kutu kahverengi pralin şeker aldım. Ve kahverengi keçe terlik. Open Subtitles احضرت لك ربطة عنق احمر وأبيض من حرير خالص وعلبة من حلوى لوز السكر البني ..
    Elimde teleskop ve bir kutu tatlı ile sokağın ortasından geçmiyordum ki. Open Subtitles لم اكن في الشارع المقابل بمنظار وعلبة من الدونات
    Sanırım esrar piposu ve bir şişe çita uyuşturucusu ile beraber attım. Open Subtitles أظن أني رميتها مع وعاء الحشيش وعلبة من مهدئ الفهود
    Ama sende İncil ve bir şişe kutsal su vardı. Open Subtitles لكن لديك الإنجيل وعلبة من الماء المقدس...
    - Kafeinsiz, yağsız köpüksüz, sımsıcak kahve ve bir kutu çörek. Open Subtitles لا رغوة، قهوة بالحليب ساخنة جداً "وعلبة من دونات "كريسبي كريمز
    Holiday Inn Oteli'nde tuttuğu bir odası, ve mini soğutucusunda beklettiği bir kutu içkisi var. Open Subtitles لديه مفتاح غرفة لفندق الهوليدي ان وعلبة من النبيذ في ثلاجة تبريد صغيرة
    Temiz iç çamaşırı, temiz pantolon bir kutu ıslak mendil, el dezenfektanı ve bir de çöp poşeti. Open Subtitles زوج من الملابس داخليه نظيفة وزوج من السراويل النظيفة وعلبة من الواقيات الذكرية ومطهر يدين وكيس للنفايات, بدون طرح أسئلة
    bir kutu mermi verin. Open Subtitles ضعني خلف المقود وعلبة من الرصاصات
    Locke'un bıçaklarından birini ya da bir kutu Dharma Girişim lazanyası alabilirsiniz. Open Subtitles ويمكنكم الحصول على إحدى سكاكين (لوك) وعلبة من لازانيا "مبادرة (دارما)"
    Vaktinin dolmasına birkaç saat var ama ikram etmek istediğim bir şişe burbon ve bir kutu puro var yanımda. Open Subtitles ومن لا يزال قليلا في وقت مبكر إلى لموعده النهائي. لكني عندي قنينة (بوربون). وعلبة من السيجار أود فتحها.
    bir kutu sığır konservesi. Open Subtitles وعلبة من "اللحوم المعلبة".
    bir kutu domates çorbası. Open Subtitles وعلبة من "صلصة الطماطم".
    Derken Brad Goodman geldi ve bana bu işi ve bir şişe kuvvetlendirilmiş şarap verdi. Open Subtitles ثم جاء (براد قودمان) وأعطاني هذا العمل وعلبة من النبيذ المقوّي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more