| Karayip resifleri 800 balık türünü ve En az bu sayının 10 katı kadar kabuklu ve omurgasızı barındırır. | Open Subtitles | طويات الكاريبي لَها أكثر من 800 مِنْ نوعِ السمكِ وعلى الأقل 10 مراتِ التي تَعْدُّ للقشريات ولا فقريات الأخرى. |
| 3 adamımız vuruldu. En az 3 el ateş edildi. | Open Subtitles | هناك ثلاثة أشخاص سقطوا وعلى الأقل تمّ إطلاق ثلاثة رصاصات |
| İkimizin arasında 19 kişi öldü, En az bir milyon gelir kaybı oldu, ve lanet olası bitecek gibi de değil. | Open Subtitles | لقد مات 19 رجلٌ منّا وعلى الأقل ضاعت علينا مليون من الإيرادات .. ولا يبدو أنّ هنالك نهاية لهذه الحرب .. |
| Sen de yatağını paylaşan biriyle en azından dürüst olmalısın. | Open Subtitles | وعلى الأقل عليك أن تكون صريحاً مع امرأة تشاركك الفراش |
| en azından bunu 11. sınıf sonrası müdürü Bay Gilbert ile tartışabilirdim. | Open Subtitles | وعلى الأقل أستطيع أن أناقش الأمر مع رائد الصف السادس السيد جلبرت0 |
| Dikey olarak entegre olan organizasyona daha az ihtiyaç vardır ve değer zincirleri en azından kırılabilir. | TED | هناك حاجة أقل للمنظمة المتكاملة رأسيًا، وعلى الأقل فإنّ سلاسل القيمة يمكن كسرها. |
| ve bir an için gökyüzünü bile yakaladım ve sonunda bir kaç hikaye kaldı geride anlatabileceğim, gerçekten ve ilk kez ne zaman hatırlamıyorum | Open Subtitles | وللحظه امسكت السماء وعلى الأقل تَركتُ بَعْض القصصِ هم يُمْكِنُ أَنْ يُخبروها، عني وللمرة الأولى منذ لا أَتذكّرُ متى |
| İçinde En az iki kişi var. | Open Subtitles | لديها اثنان في خارج بليموث وعلى الأقل ثلاثة في الداخل |
| En az bir kez de dayak atmaktan söz edildi. | Open Subtitles | دير الكلماتَ وسايبيريا إستعملَت عدّة مرات... وعلى الأقل مرّة كمجموعة. |
| Ve ben de iyi bir yemek yiyeceğim ve En az altı saat uyuyacağım. | Open Subtitles | وسَيكونُ عِنْدي وجبة طعام جيدة وعلى الأقل 6 ساعاتِ مِنْ النومِ |
| Tercüme için biri lazım ve tekneyi kullanabilecek En az iki kişiye ihtiyacın var. | Open Subtitles | تريد مترجما وعلى الأقل اثنان يعرفان الابحار |
| 400 kişi öldü ve En az 10.000 kişi hastalığı kaptı. | Open Subtitles | أربعمائة شخص قد تُوفي وعلى الأقل 10000 مَعدي |
| "En az on tanesinde tüm işi ya da en çok işi o yapmalıdır." | Open Subtitles | وعلى الأقل 10 منهم تقوم هي فيهم بكل العمل أو معظمه |
| İçinde 2 çocuğun da bulunduğu 23'ten fazla insanın ölü olduğu ve En az 1'inin de hâlâ kayıp olduğu doğrulandı. | Open Subtitles | أكثر من 23 شخص تم التأكد من قتلهم منهم طفلين وعلى الأقل شخص واحد مفقود, |
| Bunlar genellikle düşüncelerinde gönülden tek eşli insanlar ve en azından eşleri için. | TED | أنهم غالبا ما يكونون عميقي الاعتقاد بالوفاء للزواج الأحادي وعلى الأقل لشريكهم |
| en azından Malaba'nın geniş sınırları içerisinde, ilk basamakta. | TED | وعلى الأقل في حدود مالابا الكبيرة، فإنها في الدرجة الاولي. |
| en azından benim durumumda öyle, çünkü devamlı aynı şeyi yaparsam, nedense bıkkınlık geliyor. Çok çabuk canım sıkılıyor. | TED | وعلى الأقل في حالتي، لأنني أقوم بشيء واحد طوال الوقت، لا أعرف، أشعر بالملل الشديد. |
| Bir dolu avukat tutarım ve en azından önemsiz bir mesleğin son bulmasıyla karşılaşırsın! | Open Subtitles | سأحضر كتيبة محامين وعلى الأقل ما يحدث سيكون نهاية لحياة مهنية غير هامة اخرج |
| Annemin arabası burada. en azından nerde olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، سيارة والدتنا هنا، وعلى الأقل عرفنا مكانها |
| Artık orada güvende değilim ve en azından da burada yalnız değilim. | Open Subtitles | أنا لست أمنه هناك أكثر من هنا وعلى الأقل نا أنا لست وحدى |
| Onu alacak başka yer yoktu.en azından burada durumunu kontrol altına alabiliyorlar. | Open Subtitles | لم يكن هناك مكاناً أخر لنأخذه إليه وعلى الأقل يمكنهم محاولة جعله يستقر |
| ve bir an için gökyüzünü bile yakaladım ve sonunda bir kaç hikaye kaldı geride anlatabileceğim, gerçekten ve ilk kez ne zaman hatırlamıyorum | Open Subtitles | وللحظه امسكت السماء وعلى الأقل تَركتُ بَعْض القصصِ هم يُمْكِنُ أَنْ يُخبروها، عني وللمرة الأولى منذ لا أَتذكّرُ متى |