Öyle söyleyecektim ama onun yerine şunu söylüyorum sen de hepimizi tehlikeye attın. | Open Subtitles | كنت سأقول ذلك وعوضاً عن ذلك، سأقول هذا: أنت وضعتنا أيضاً في خطر. |
Onun yerine ben de gidip birşeyler buluyorum. | TED | وعوضاً عن ذلك .. فانا اخرج لكي أنقب عن الاشياء |
Bunun yerine, kadın vücudunu yabancı bir manzara gibi irdelediler. | TED | وعوضاً عن ذلك فحصوا جسد الأنثى وكأنّه منطقة غريبة. |
Biz senden iki günlük bir zaman içinde dağa tırmanmanı, ve hızlı yüzmek yerine, olabildiğince yavaş yüzmeni istiyoruz. | TED | نريدك أن تسير إلى الجبل خلال يومين وعوضاً عن السباحة بسرعة أسبح بهدوء قدر ما تستطيع |
Bunun yerine, üç ay sonra, ikinci bir mektup gelir. | Open Subtitles | وعوضاً عن ذلك، بعد ثلاثة أشهر، وصلت رسالة ثانية. |
Tavşan kovalamak yerine köpekler diploma kovalıyorlar. | Open Subtitles | وعوضاً عن ملاحقتهم للأرنب، أصبحوا يطاردون شهادة الدبلوم |
Okumak yerine insanlar önünde yuvarlanıyorlar. | Open Subtitles | وعوضاً عن قراءته يقترف الناس الأفعال الشائنة أمامه |
-Bunu yerine -Güzellik kremi için, reklam dizayn ediyorum. | Open Subtitles | وعوضاً عن ذلك كنت أصمّم إعلاناً لمرهم تجميلي |
Yemekten vaz geçmezler yine ancak bunun yerine başkaları için bir ziyafet olurlar. | Open Subtitles | حتى أنهم لا يتوقفون للغذاء، وعوضاً عن ذلك يُصبحون وليمةً للآخرين |
Hayatta kalanları aramak yerine enkazdaki büyük çantaları taşımaya başladılar. | Open Subtitles | وعوضاً عن البحث والإنقاذ بدأو بسحب تلك الحقائب الكبيرة من الحطام |
Bunun yerine Ulusal Demokrasi Partisi, ileri gelenleri birer birer tutuklanıyor, ve kendisi de hala kilit altında. | Open Subtitles | وعوضاً عن ذلك ما زالت تحت الحجز، في حين أن أعضاء القيادة لحزبها، الإتحاد الوطني للديمقراطية، معتقلون واحداً واحداً. |
Onun yerine başka bir şeyle suçladın, değil mi? | Open Subtitles | وعوضاً عن ذلك بحثت عن شيء آخر، أليس كذلك؟ |
Kafası karışık genç adamlara yardım eli uzatmak yerine, bir plan veriyorsunuz. | Open Subtitles | تأخذونَ الشبانَ المرتابونَ في مشوارهم وعوضاً عن تقديمِ المساعدةِ لهم تقدمونَ لهم خطةً |
Sözde beni kurtaracaktın onun yerine yalan söylemesine müsaade ettin! | Open Subtitles | كان من المفترض أن تصلحي الأمر وعوضاً عن ذلك، تركتها تصعد لتفتري عليّ الكذب |
Onun yerine yavaş yavaş herkese veda ettik. - Arkadaşlar, öğretmenler. | Open Subtitles | لم نقدر على الانتقال وعوضاً عن ذلك، لقد كان سيلاً متواصلاً من الوداع |
Ama bunun yerine biz idam beklemesine göz yumacağız. | Open Subtitles | وعوضاً عن ذلك ستتركه يتعفن منتظراً حكم الاعدام |
Psikopatlar yerine, fareleri inceledim, çünkü aynı beyin tepki kalıpları, farklı sosyal hayvan türlerinde görülür. | TED | وعوضاً عن دراسة المرضى النفسيين قمت بدراسة الفئران، لأن نمط الإستجابات الدماغية متشابه عند مختلف الأنواع من الكائنات الإجتماعية. |
O lanet sandalyende oturuyorsun ve hastaların senin önünde parçalara ayrılıyor ama sen onlara yardım etmeye çalışmak yerine sanki bir yapboz parçalarıymış gibi üzerilerinde çalışıyorsun. | Open Subtitles | بينما ينهار مرضاكِ أمام أعينكِ وعوضاً عن مدِّ يد المساعدة لهم تدرسينهم كما لو كانوا قطعاً من لعبة "البزل" |
Bilgisayarınıza bağladığınızda sadece iki boyutlu bir kağıt sayfası üzerine baskı yapmak yerine gerçek, fiziksel üç boyutlu objeler yapmaktadır. | Open Subtitles | - راب هي طابعة ثلاثية الأبعاد هذا يعني أنها طابعة تقوم بوصلها بالحاسوب وعوضاً عن عمل ورقة ذات بعدين مع قالب محدد |
Onun yerine, müşterinin değer tanımını değiştirir. | Open Subtitles | وعوضاً عن ذلكـ, يقومُ بتغيير مفهومُ |