Şimdi de uzun bıyıklı, kısık gözlü bir yüze dönüştü. | Open Subtitles | والآن, تتحول الى وجه رجل كامل ذو شارب وعيون ضيقة |
Megan Ann Rose 12 yaşında. Sarı saçlı ve ela gözlü. | Open Subtitles | مايجن آن روز عمرها 12 سنة شقراء الشعر وعيون بندقية اللون |
Başka bir siyah saçlı, mavi gözlü yiyecek çalarken yakalanmış. | Open Subtitles | أخرى بشعر أسود وعيون زرقاء تم الامساك بها تسرق الطعام. |
Gül yapraklı dudaklar, ince boyun, ateşli, tutkulu gözler. | Open Subtitles | ، شفاه كبتلات الأزهار ، وعنق رقيق وشعر ناري ، وعيون متقدة |
Delik kulaklar ve delici gözler. | Open Subtitles | الآذان المَثْقُوبة وعيون ثَاقِبتان |
Esmer, romantik gözleri var, biraz tehlikeli mi görünüyor? | Open Subtitles | شعرا أسود وعيون رومانسية ونظرات حادة إلى حد ما؟ |
İnsanı vahşi maceralara sürükleyecek kocaman ellleri ve mavi gözleri vardı. | Open Subtitles | كانت لديه أيدي قوية وعيون زرقاء تأخذك معهم لأقسي المغامرات |
Ama kızıl saçlı beyaz gözlü bir kız hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لكني لا أتذكر أي فتاة بشعر أحمر وعيون بيضاء |
Esmer, ince yüzlü bir adam, yara izi olan ve yeşil gözlü. | Open Subtitles | رجل اسمر ، نحيف الوجه ذو ندبة ، وعيون بنية |
Siyah patlak gözlü, sıska bedenli koca kafalı, küçük, gri bir yaratıktır. | Open Subtitles | له رأس كبير وجسم صغير, وعيون سوداء متورمة. |
Bu küçük arkadaş 90 cm boyunda, yeşil derili, büyük siyah gözlü .ve sıska, ince küçük kollu ve bacaklı, kürdan gibi. | Open Subtitles | ذات جلد رمادى وعيون سوداء كبيرة وأذرع وأرجل صغيرة جداً تُشبة السواك |
Sarışın, muhtemelen, yeşil gözlü ve esmer. | Open Subtitles | شقراء على الأرجح . وعيون خضراء . ولون خمري |
Hepsi anakaradan, koyu renk saçlı ve mavi gözlü. En azından belli bir tipi olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | كلهم من الجزيرة، ذوات شعر أسود وعيون زرقاء |
Uzun boylu, yakışıklı, 30'larında, açık kahve saçlı, mavi gözlü birisiyle. | Open Subtitles | مع رجل طويل القامة، حسن المظهر، بمُنتصف الثلاثينيات، ذو شعر بني فاتح، وعيون زرقاء. |
- Uzun, kahverengi saçlar, mavi gözler... son görüldüğünde pembe bir bale taytı... pembe bale pabuçları ve pembe bir bale eteği varmış üzerinde. | Open Subtitles | 15 - شعر بنّي طويل، وعيون زرقاء - في أخر مرة شوهدت فيه كانت ترتدي فستان الرقص الوردي وخفٌ وردي وتنورة وردية |
Etrafta yürüyen siyah yüzler ve kederli gözler... | Open Subtitles | الناس يتجولون بوجوه مبهمة، وعيون شاحبة |
Donuk mavi gözler. | Open Subtitles | وعيون زرقاء ميتة |
Geniş bir alın. Siyah gözler. İnanılmaz derecede siyah. | Open Subtitles | جبهة عالية وعيون سوداء فاحمة |
Evet,onlara her ne saldırdıysa büyük ve yeşilmiş büyük pençeleri ve parlayan gözleri varmış. | Open Subtitles | حسنا أيا كان ما هاجمهم فهو ضخم و أخضر و لديه مخالب ضخمة وعيون متوهجة |
Burada gözleri kabuklanmış, iğrenç bir tavşan vardı. | Open Subtitles | كان هناك أرنب هنا في وقت سابق مع البشعة، وعيون يابس. |
Keçe, kumaş ve düğme gözleri olan, hissiz, oynayabileceğin ve kontrol edebileceğin ve sıkıldığında atabileceğin bir şey olarak? | Open Subtitles | ,كشئٍ لديه ملابس , أزرار وعيون وليس لديه مشاعر شئ يمكنكَ بأن تلعب معها وتتلاعب بها وترميها حين تمل منها ؟ |
onun sarı saçları Ve mavi gözleri vardı! "O küçük çok şirin bir kız dı.. | Open Subtitles | في إحدى الأيام، كان هناك فتاة جميلة، وكانت تملك شعر أشقر وعيون زرقاء |