"وعيي" - Translation from Arabic to Turkish

    • bilincim
        
    • Bilincimi
        
    • Kendimden
        
    • bilincimin
        
    • Ayık
        
    • Kendime
        
    • Kendimde
        
    • geçmişim
        
    • bayılacağım
        
    • Bilinçaltım
        
    • bayıltmadan
        
    En azından kendi bilincim hakkında birşeyler biliyorum. TED على الأقل، أنا أعلم عن وعيي بطريقة مباشرة.
    Sanki bilincim, egzersiz aletinin ve üstündeki benim bulunduğumuz normal gerçeklikten ayrılmış, kendimi egzersiz yaparken izlediğim bir başka gizemli aleme geçmiş gibi hissediyordum. TED وكأن وعيي ابتعد عن إدراكي العادي للواقع، حيث أنني الشخص على الجهاز ويمرّ بالتجربة، إلى منطقة غامضة حيث أشاهد نفسي وأنا أقوم بتلك التجربة
    Bu evdeki Bilincimi bodrumdaki terminali açarak arttırdım. Open Subtitles أنا مدّدَت وعيي إلى هذا البيتِ بتَنْشيط محطتي الطرفية في السردابِ
    Göğüs ağrılarım başladı, bir süre Kendimden geçmişim, ayıldığımda 911'i aradım. Open Subtitles بدأت أشعر بألام في صدري اغمي علي, لسترددت وعيي, اتصلت بالطوارئ
    Buradayım derken bilincimin burada olduğunu kastediyorum, fiziksel olarak değil. Open Subtitles انا هنا بمعنى ان وعيي هنا ليس بمعنى اني هنا بصورة جسدية
    Bu yolculuğu ise Ayık kafayla çekmem mümkün değildi. Open Subtitles وكان من المستحيل أن أقوم بهذه الرحلة و أنا في وعيي
    Ve kafama vurdu. Kendime geldiğimde gitmişti. Open Subtitles لقد ضربني على رأسي ، وعندما فقت على وعيي ، إختفى هو والمسدس معه
    Geçen gece çok hastaydım ve bir şişe Nyquil'in hepsini içmiştim. - Kendimde değildim. Open Subtitles بالأمس كنت مريضة وتناولت علبة دواء كاملة لهذا لم أكن بكامل وعيي
    Bütün gün boyunca hiçbir şey yemedim. Sanırım bayılacağım. Open Subtitles لم آكل شيئاً طوال اليوم أظن أنني سأفقد وعيي
    Bilinçaltım bundan acı duyduğunu bana söylüyor ve ben de acı çekiyorum. Open Subtitles وعيي يقول لي أنكي تتألمين وهذا يؤلمني أكثر وأنا آسف ، أن ذلك يؤلمني أيضا
    Sonra bilincim yerine geliyor ve tekrar nefes almaya başlıyorum, her şey düzeliyor. Open Subtitles و بعدهـا حين أستعيد وعيي أبدأ في التنفس مجددا ، و كـل شيء يكون على مـا يرام
    Ve bilincim yerine geldiğinde, copilotum yanımda ölmüştü. Open Subtitles , و عندما عدت إلى وعيي وجدت مساعد الطيار ميت بجواري
    Bilmiyorum, issiz bir adada bilincim kapaliyken. Open Subtitles لا أعلم,على جزيرة معزولة عندما أكون فاقدةً وعيي
    Kaçmaya çalışırken Bilincimi kaybetmişim. Open Subtitles فَقدتُ وعيي بينما كُنّا نُحاولُ الهُرُوب
    "Kendimden geçtiğim için, sonrasında neler olduğunu hatırlamıyorum. Open Subtitles لا أتذكر بعد ذلك ماذا فعلوا بي لأني فقدت وعيي
    Bak, hayatımı kazanmak için saatte 500 kilometre hız yapıyorum, bu yüzden bilincimin açık kalabilmesi önemli bir şey. Open Subtitles اسمعني، أنا أكسب قوتي من القيادة بسرعة 500 كم في الساعة وهذا يجعل حفاظي على وعيي مهماً
    Ayık kalmamı sağladı. Open Subtitles ساعدني على البقاء بكامل وعيي
    Sonra düşündüm ki "Ya eğer bilinçaltımda bir yerlerde Kendime bir mesaj vermeye çalışıyorsam? Open Subtitles ثم فكّرت: ماذا لو أنّ جزءًا من لا وعيي يحاول أن يُرسل إليّ رسالة؟ كنت كذلك
    Hiç Kendimde değilim. Open Subtitles رجاءاً أنا مجرد كنت خراجة عن وعيي مؤخراً
    Eminim kendi geçmişim, bilinçaltında bu ilgimi arttırmıştır. Open Subtitles حسنٌ، أنا متأكد من أن تاريخي الشخصي ربما أثار اهتمامي دون وعيي
    bayılacağım ve yüz üstü sıcak kömürlere düşeceğim sandım. Open Subtitles لقد ظللت أفكر أنني سأفقد وعيي "وأسقط على وجهي في الجمر الساخن"
    Freud haklıymış. - Bilinçaltım açığa çıktı. Open Subtitles عمل (فرويديّ)، لقد افتضح لا وعيي
    Beni bayıltmadan önce adını hatırladı. Open Subtitles و قبل أن يجعلني أفقد وعيي تذكر اسمها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more