"وغاضب" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve kızgın
        
    • öfkeli
        
    • sinirli
        
    • öfkelisin
        
    • kızgındı
        
    • kızgınım
        
    • ve Huysuz
        
    • kızgın ve
        
    • sinirlisin
        
    • ve kızgınsın
        
    Bu muhitlerde verilen zararlara, ziyanlara ve suçlara karşı hayal kırıklığı içinde ve kızgın bir haldeyim. Open Subtitles خائب الأمل وغاضب من الجريمة والتبديد والضرر الذي أصاب الكثير من الأحياء
    Seni terbiyesiz kız. Ama bu çok özel bir kedi özelliği gerektirir. Hırslı ve kızgın birisi olması gerekir. Open Subtitles يالكي من لطيفة , لكن هذا النوع من الفعل يتطلب شخص جسور وغاضب جدا
    Tamam ama haberiniz olsun, adam iri ve öfkeli bir manyak. Open Subtitles حسنا، لكن فقط لتعلم، إنه نوعا ما مجنون وغاضب.
    Bu adam her kimse zeki, öfkeli ve halka karşı tehlikeli bir tehdit Open Subtitles أياً كان هو، فهو ذكي وغاضب وتهديد خطير للعامة.
    Işıkları kim kapattı? Genelde... eve sinirli veya moralim bozuk geldiğim zamanlar, dairemiz temizler, Open Subtitles أعتد في الماضي عندما كنت أعود للبيت محبط وغاضب ، أن أنظف الشقه
    20 yaşında ve öfkelisin. Bunu söylediğin için seni affedeceğim. Open Subtitles أنت في سنّ العشرين وغاضب لذا سأسامحك على قول ذلك
    Arttırılmış su istihkakı konusunda herkes kızgındı. Open Subtitles الجميع مُحبط وغاضب بسبب حصص المياه المُستقبلية
    Birimiz kaba, üzgün ve kızgın bir insana dönüştü. Open Subtitles واحدٌ منا لقد تحول الى لئيم , وشرير , وغاضب
    Cennetin kutsal Tanrı'sı bizi büyük ve kızgın okyanustan geçirip tüm tehlike ve sefaletin arasından buraya ulaştırdın. Open Subtitles يا بارك الله في السماء، الذي جلب لنا أكثر من المحيطات الشاسعة وغاضب وخلصنا من كل الأخطار والشقاء منه.
    Korktuğunu ve kızgın olduğunu biliyorum. Open Subtitles أفهم بأنّك خائف وغاضب
    Gururlu, inatçı ve kızgın. Open Subtitles فخور , وغاضب وعنيد
    her gece, işten eve geç gelen, sarhoş ve öfkeli bir kocayla. Open Subtitles كنتُ متزوجة من رجل يعد كل ليلة الى المنزل في وقت متأخر وهو ثمل، وغاضب
    Tehditkâr, tehlikeli ve öfkeli bir yönü var. TED هناك حد مهدد ومتهور وغاضب لها.
    Yaralı, kırılmış ve kesinlikle çok öfkeli. Open Subtitles حسنا, انه متعب, مكسور وغاضب للغاية
    Eskiden, eve sinirli veya moralim bozuk geldiğim zamanlar dairemi temizler, İskandinav mobilyalarımı cilalardım. Open Subtitles أعتد في الماضي عندما كنت أعود للبيت محبط وغاضب ، أن أنظف الشقه
    Ama eminim ki kimi zaman da hâlsiz ve sinirli olacak ve hayatımı mahvettiğimi düşüneceğim. Open Subtitles وأحياناً، أَنا متأكّدُ أنا سَأكُونُ مُنهَك وغاضب ويَعتقدُ بأنّني جَعلتُ فوضى كليّة مِنْ حياتِي.
    İnan bana o çok güçlü, çok hızlı ve tek kişinin başa çıkamayacağı kadar sinirli. Open Subtitles وغاضب للغاية ، يصعب على شخص واحد التعامل معه يجب أن نفعلها سويًا
    Sen her zaman kızgın ve öfkelisin ve bu durumun sana isterik davranma hakkı verdiğini sanıyorsun. Open Subtitles أنت دائما منزعج وغاضب ... وتعتقد بأنه لديك الحق لتكون هستيري بشكل اعتيادي
    Morris masada oturuyordu ve bana kızgındı. Open Subtitles وكان (موريس ) جالس هنالك وغاضب مني
    Seni kızdırdığım için kendime, bunun üzerine senin yaptıkların için de sana çok kızgınım. Open Subtitles انا غاضب من نفسي , وغاضب منك لما فعلتيه بعد ذلك
    Ben onlara Uykulu ve Huysuz diyorum. Open Subtitles أنا فقط ندعو لهم بالنعاس وغاضب.
    Şu anda korkuyor, kızgın ve bu duygularının ona fayda getirmeyeceğinin farkında. Open Subtitles أنه خائف وغاضب ولا يمكن التحكم فى عواطفة الآن
    Şu an kırgın ve sinirlisin. Anlıyorum, bunları ben de yaşadım. Open Subtitles أنت مجروح وغاضب الآن أنا أفهم ذلك ، لقد مررت به
    Acı çekiyorsun ve kızgınsın ve böyle hissetmekte de son derece haklısın. Open Subtitles أنت متألم وغاضب ولديك كل الحق في الشعور هكذا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more