Muhteşem bir tanık-Sağır ve aptal. Belki de dilinin kesilmesini istersin. | Open Subtitles | الشاهد المثالي ,اطرشا وغبي ربما تريد لسانك ان يقتلع |
Ama bu revücüleri sahneye takdim ederken kendimi tam bir aptal gibi hissedeceğim. | Open Subtitles | ولكن إسمع, سأشعر بأنني نكرة وغبي جداً لقيامي بتقديم هؤلاء الفتيات |
Allie'ye ondan ayrıldığı için üzgün ve aptal olduğunu... anlatan bir mektup yazdı. | Open Subtitles | فكتب إلى الخبير آلي وأنه كان عذرا وغبي لتفتيت معها. |
Çılgınca ve aptalca geliyor kulağa, ama aslında ucuz ve köhne bir şey yerine hiçbir ekipman edinmemeyi tercih eden hastaneler var. | TED | قد يبدو ذلك جنون، وغبي. لكن هناك فعلاً مستشفيات تفضل أن لا تملك أي معدات على أن تملك معدات تبدو رخيصة وتافهة. |
Biraz çocuksu ve aptalca ama işte, lise de öyleydi zaten. | Open Subtitles | ذلك أمر طفولي وغبي قليلاً ولكن مجددًا، كحال المدرسة الثانوية أيضًا |
Hayatını onun için tehlikeye attın. Çok asil. Ve çok salakça. | Open Subtitles | خاطرت بحياتك من أجله، هذا عمل نبيل منك وغبي جداً |
Fiziksel olarak itici, entelektüel olarak geri kalmış ahlâk yoksunu, kaba, adi, bencil ve aptalsın. | Open Subtitles | أنت جسدياً قبيح وفكرياً متخلف من الناحية الأخلاقية أنت فاحش وغير مكترث و أناني وغبي |
Başarısızın tekiyim, belayım ve aptalım. Kalıtımsal bir şey. | Open Subtitles | انا فاشل مسبب للمشاكل وغبي و مستنده على الجيناتِ |
Deli ve aptal. Kendi arabasıyla cinayet işlemeye gitmiş ve yarım mil ötede kaza yapmış. | Open Subtitles | إنه معتوه وغبي قاد بسيارته من موقع الجريمة واصطدم بها على بعد نصف ميل |
Ona ün gözlükleriyle bakıyorsun, gerçek hayatta şu süt kadar aptal. | Open Subtitles | بينما فى الواقع هو أحمق وغبي كهذا الحليب |
Seninle birlikte,toplantiya : yeni yetme bir malin katildigini, kaba,hoduk ve aptal oldugunu soylediler. | Open Subtitles | قالوا أن وكيل صغير غبي أتى معك أنه كان وقحاً ، غير مألوف وغبي |
Ona senin çok inatçı, ve bu cömert teklifi kabul etmek için çok aptal olduğunu söyledim. | Open Subtitles | قلت أنك أيضا عنيد وغبي جدا لقبول هذا العرض السخي. |
Prezervatifi yırtıldı zira kendisi adam gibi bir prezervatif alamayacak kadar ucuz ve aptal. | Open Subtitles | والواقي تمزّق لأنه بخيل وغبي على أن يشتري واحدا جيدا. |
Şişman, aptal ve her zaman mastürbasyon yapan biri olup çıkmasına şaşmamalı. | Open Subtitles | لا عجب من أنه سمين وغبي ويستمني طوال الوقت |
Ve diğer tarafta olmayı çok fazla istedi... şişman, aptal, uyduruk ve zengin tarafta. | Open Subtitles | وأرادت بشدة أن تكون على الجانب الآخر أن تكون سمينة وغبي ومملة وغنية |
Yaptığının yanlış, bencil ve aptalca bir şey olduğunu bilse bile artık bu vicdan azabıyla yaşamak zorunda. | Open Subtitles | لا يهم إذا عرف الآن إنه كان مخطأ وأناني وغبي إنه فقط شيئ سيكون عليه التعايش معه |
Bu şimdiye kadar yaptığın en sorumsuzca ve aptalca şey. | Open Subtitles | هذا أكثر عمر غير مسؤول وغبي قمت به بحياتك |
Dünyanın sonunu getirecek kadar kötü ve aptalca bir şey yapacağını da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنكِ علي وشك القيام بشيء كارثي شرير وغبي |
Bu ne kadar da anlamsız ve aptalca görünse de bunu tek başıma yapamam. | Open Subtitles | انظر, اعرف ان الامر يبدو غريب وغبي لكن لا يستطيع احدنا القيام بهذا لوحده |
Ama internet küçük ve aptalca şeyler yüzünden birilerini çileden çıkartmaz ki. | Open Subtitles | إنه ليس مثل الانترنت ليصبح مجنوناً بشأن شئ تافه وغبي |
Bu çağdışı, modası geçmiş ve çok salakça bir şey. | Open Subtitles | حسن ، هذا أمر قديم وعتيق الطراز وغبي وحسب |
Hayır, yapmıyorsun. Doğruyu yapamayacak kadar gururlu ve aptalsın. | Open Subtitles | كلا أنت متكبر وغبي على فعل الشيء ا لصحيح |
O kadar sakar ve aptalım ki, sizin gibi birini asla hak edemem. | Open Subtitles | فأنا أحمق وغبي ولست كفئاً لكِ |