Yarım milyonun üzerinde ederi olan malla kaçmış. | Open Subtitles | "وفرّ ببضائع لم تُستردّ تربو قيمتها على نصف المليون" |
Jonah onunla mücadele etmiş, Üçlemeci kaçmış. | Open Subtitles | صارعه (جوناه) ليبعده، وفرّ (قاتل الثالوث) |
Onlara ateş edip kaçmış. | Open Subtitles | -حتمًا أطلق عليهم النار وفرّ . |
Bu öfkeyi motorcu dostuna sakla. | Open Subtitles | وفرّ الغضب لسائق الدراجة ياصاح. |
Çantayı güvenli bir yere sakla ve kıçını oradan kurtar. | Open Subtitles | دسّ الحقيبة وفرّ من هناك. |
Üçüncü adamı omzumun üstünden fırlattım, o da tüydü. | Open Subtitles | الشخص الثالث رميته من على كتفي وفرّ هارباً |
Biri tüydü. | Open Subtitles | وفرّ الآخر |
Saxon onu vurup kaçmış. | Open Subtitles | أطلق (ساكسن) النار عليها وفرّ |