"وفقدان" - Translation from Arabic to Turkish

    • kayıp
        
    • kaybı
        
    • kaybına
        
    "Uçak basınç düşmesi ve motor gücünde kayıp yaşadı, ama çok ciddi bir olay olmadan indi." Open Subtitles الطائرة تضررت وإنخفاظ مفاجئ وفقدان قوة المحرك ولكنه كان قادرا على الهبوط دون وقوع حوادث خطيرة
    Kosova savaşında mağdur olan ailelerle ilgilenen yer değiştirme, kayıp aile üyelerini bulma... gibi işler yapan bir devlet kurumunu ele geçirmiş. Open Subtitles تولى وكالة حكومية التي تأوي العائلات من حرب "كوسوفو" الترحيل وفقدان الأقارب أشياء من هذا القبيل
    Son 9 ayda yaşanan çözülmemiş davaların üstünden geçiyordum ve açıklanamayan ölümler ve kayıp kişiler çok fazla artış göstermiş. Open Subtitles لقد قمت بجمع جميع القضايا الغير محلولة في تسع الشهور الماضية واكان هناك ارتفاع حاد في جرائم القتل وفقدان الناس الغير طبيعي
    Halsizlik, kusma, iştah kaybı daha ciddi bir soruna işaret edebilir. Open Subtitles الخمول والقيء، وفقدان الشهية يمكن أن تشير إلى سبب أكثر خطورة
    Karın ağrısı, kilo kaybı ve yüksek akyuvar sayısıyla örtüşüyor. Open Subtitles هذا يتوافق مع ألم البطن وفقدان الوزن وتزايد الكريات البيضاء
    Ufak beyin kanamaları kendinden geçmeye, hafıza kaybına neden olabilir. Open Subtitles السكتات الدماغيّة الدقيقة قد تسبّب الغشي وفقدان الذاكرة
    Gözünü revirde açtın. Beyninde hafif hasar vardı ve hafıza kaybına uğramıştın. Open Subtitles استيقظت فى المشفى، وأصبت بضرر بسيط فى المخ وفقدان للذاكرة
    -Evet, korku, üzüntü, kayıp... gibi duygular mevcutken. Open Subtitles أجل ، الخوف ، الحزن وفقدان... كل تلك المشاعر متعلقة بها.
    İki ölü bir kayıp kız. Open Subtitles إثنان ميتين وفقدان فتاة واحدة
    ve Dana da kayıp. Open Subtitles وفقدان دانا.
    Yozlaşma, iklim değişimi, ekolojik çöküş, biyoçeşitlilik kaybı -- tüm bu sorunlar liderlik gerektirir. TED الفساد والتغير المناخي انهيار النظام البيئي وفقدان التنوع البيولوجي كل هذه الأمور تحتاج إلى قيادة.
    Kurdeşen, bitkinlik, kanayan diş eti, kas ve eklem ağrıları, kilo kaybı, iştah kaybı, uykusuzluk, parlak gün ışığına reaksiyonlar. Siz adını koyarsınız, biz görürüz. Open Subtitles آلام العضلات والمفاصل, فقدان الوزن وفقدان الشهية الأرق, ردود الفعل على ضوء الشمس الساطع وتستطيع أن تسمية ونحن نرى ذلك
    Bütün o kas zedelenmeleri, lif kopmaları... bir gözde görüş kaybı. Open Subtitles كل حالات إلتهاب الأوتار و التمزق العضلي وفقدان البصر في عين واحدة
    Cezai hasarlar, ağrı ve acı, gelecek kazancının kaybı. Open Subtitles وأضرار جنائية وألم ومعاناة وفقدان الدخل المستقبلي
    Daha sonra mide salgı bezleri ve bağırsak dokusunda hücre ölümü nedeniyle, şiddetli ishal, iç kanama ve su kaybı. Open Subtitles بعد ذلك يصحبه موت الخلايا في الأمعاء و النسيج المعوي إسهال كبير , ونزيف معوى , وفقدان بالمياه
    Yanlış dozajda ise, hastalanmaya, halüsinasyonlara,.. ..ve bilinç kaybına yol açarlar. Open Subtitles ,لكنها بالجرعات الخطأ تسبب الدوار والهلوسة وفقدان الوعي
    Ama kemoterapi sırasında doktorum tavsiye etti. Mide bulantısı ve kilo kaybına yardımcı olmak için. Open Subtitles لكن خلال علاجي الكيميائي، إقترحه عليّ طبيبي للتخفيف من الغثيان وفقدان الوزن.
    Yani su soğutmalı reaktörler, basınç kaybına neden olacak bir kaza sonucu rektörden çıkacak buharı içeride tutacak, koruma binası denen büyük, kalın duvarlı binaların içine inşa edilirler TED لذلك يتم بناء المفاعلات المبردة بالماء داخل مبانٍ خرسانية ضخمة وسميكة تسمى بنايات الاحتواء النووي، وتعمل على حجز كل البخار الذي قد يتسرب من المفاعل في حال وقوع حادثٍ وفقدان الضغط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more