Kedinin bu dünyadaki zamanını sonlandırdığına dair bir kanıt getirdiğinizde bir elli bin daha vereceğim. | Open Subtitles | وسوف يكون هناك خمسون ألفاً أخرى، عندما تحضر لي برهان، أن هذا القط قد انتهى وقته على الأرض. |
Birinci Dünya Savaşı sırasında genç bir Fransız öğrenci zamanını Eiffel kulesinin tepesinde telsiz operatörü olarak geçirmişti. | Open Subtitles | خلال الحرب العالمية الأولى قضى طالب فرنسي شاب وقته على قمة برج إيفل كمشغل للراديو |
zamanını kayda değer meselelere harcaması en iyisi. | Open Subtitles | من الأفضل أن يقضي وقته على أمور أهم هنا بمكانه. |
Bugünlerde tüm zamanını savaşmakla harcıyormuş öldürmek için muhtemelen bizi. | Open Subtitles | إنه لن يقضي كل وقته على طريق الحرب... محاولاً قتل... ... |
Michael'ın zamanını neden İspanyolcayla harcadığını anlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أفهم لمَ يهدر (مايكل) وقته على الإسبانية |
Bütün zamanını telefonda geçiriyor. | Open Subtitles | انه يقضي كل وقته على الهاتف |