"وقته في" - Translation from Arabic to Turkish

    • zamanını
        
    • vaktini
        
    • zamanının
        
    Benim babam sihri öğrendi, zamanını ışığı takip ederek geçirdi. TED تعلّم والدي سحر التصوير، وأمضي وقته في تتبّع الضوء.
    Hayır, o iyi. Çoğu zamanını odasında geçiriyor. Open Subtitles لا, لا بأس به أنه يقضي معظم وقته في غرفته
    zamanını sohbet odalarında harcıyordu diğer dallamalar gibi gidip geliyordu ve liseli kızlar gibi kıkırdayıp duruyordu. Open Subtitles يضيّع وقته في غرف الدردشة يتحرك جيئةً وذهاباً مع أحمق لعين يقهقه مثل تلميذة صغيرة
    Bir de vaktini odasında geçirmesini ve saçını kestirmesini tembihlersen iyi olur. Open Subtitles و تنصحه بقضاء معظم وقته في غرفته و ربما يحظى بقصت شعر
    Bay Gallagher gibi kariyeri olan bir politikacı vaktini ofiste harcar. Open Subtitles عن طريق سياسي محنك كالسيد جالجر ويظهر بجانب وقته في المكتب
    zamanının büyük çoğunluğunu başkalarına yardım ederek geçiren başarılı bir seri girişimci. TED هو رائد أعمال ناجح جداً يقضي الكثير من وقته في مساعدة الآخرين.
    Senin kadar güzel ve bilgili birinin zamanını röntgen ile harcamasına hiç gerek yok. Open Subtitles و أنا أميل للإعتقاد بأن شخصاً ذكياً و جذاب مثلك لا يحتاج إلى أن يضيع وقته في تذكية النار و تسوئة الوضع
    Onun hiç arkadaşı yoktu. Bütün zamanını çalışarak geçirirdi. Open Subtitles لم يكن لديه أصدقاء لقد أمضى كل وقته في العمل
    Büyü bilimlerinde okuyup gereksiz bir diploma alacak olması bir yana, bir de zamanını böyle saçma şeylerle harcıyor. Open Subtitles كونه يحصل على درجة غير مجدية بمثالية في علوم ما وراء الطبيعة، هذا شيء وكونه يضيع كل وقته في ذلك هذا شيء آخر
    Kızları yatağa atmak için bütün zamanını saçlarını hiçbir şeyi umursamıyormuş havasında tarayan ukala, sersemin tekiyle. Open Subtitles شخص غبي و مغرور و يقضي وقته في تصفيف شعره حتي يظهر بشكل انه لا يبالي حتي تسقط الفتيات مع في السرير
    Bütün zamanını sihirli bir lamba parlatır gibi o kılıcı parlatmakla geçiriyor. Open Subtitles يقضي كل وقته في تلميع هذا السيف كما لو كان المصباح السحري الفقير المسكين في حاجة ماسة الى هواية
    Pekala, biraz pespaye görünebilir, terbiyesiz son derece unutkan ve çoğu zamanını tavernada geçiren biri olabilir ama o benim uşağım. Open Subtitles صحيح أن منظره بائس وأسلوبه مرعب وهو كثير النسيان فعلاً ويبدوا إنّه يقضي معظم وقته في الحانة
    Bu yüzden Andy'nin zamanını üniversitede harcamasını istemiyorum. Open Subtitles لذ ،لا أريد أن أرى أندي يضيع وقته في الجامعة
    Neden senin gibi biri... vaktini "National Enquirer" okuyarak harcar? Open Subtitles كيف يمكن لرجل مثلك أن يضيع وقته في قراءة ناشيونال إنكوايرر ؟
    Bu yüzden herkes vaktini oteldeki süitinde geçirmeyi tercih ediyor. Open Subtitles لهذا السبب الجميع يصرف وقته في أجنحة الطوابق العلوية
    Sorumlu bir doktor da vaktini işte böyle heba etmeli. Open Subtitles نعم، هكذا يضيع طبيب مسئول وقته في هذا الموقف
    Okuldan nefret ettiği için tüm vaktini spor yaparak geçiriyordu. Open Subtitles كان يكره المدرسة لذا كان يقضي جُل وقته في ممارسه الرياضة
    Sonra Oscar tüm vaktini şirketinde harcamaya başladı, 7/24 çalışıyordu. Open Subtitles ولكنه أصبح يركز كل وقته في بناء شركته ويعمل طوال اليوم والاسبوع وعندما يأتِ للمنزل
    Söylesene son derece sağlıklı biri neden zamanının çoğunu revirde geçirir? Open Subtitles فسّري لي، لمَ عسى رجلٌ صحيحٌ يقضي أغلب وقته في المشفى؟
    Londra'da zamanının çoğunu İspanya Cumhuriyeti için harcıyor. Open Subtitles في لندن لقد أمضى معظم وقته في النضال من أجل الجمهوريين الإسبان
    Ama Kojima'nın patronu çok yaşlı, zamanının çoğunu bahçesinde geçiriyor. Open Subtitles لكن زعيم "كوجيما"، عجوز جدا يقضي أغلب وقته في حديقته.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more