"وقت عندما" - Translation from Arabic to Turkish

    • zaman
        
    • zamanlar
        
    Herkesin hayatında yaptıklarının sorumluluğunu alması gerektiği bir zaman gelir. Open Subtitles وهناك يأتي وقت عندما يكون لديك ل تحمل المسؤولية لنفسك.
    Ne zaman bu konu konuşulsa hemen aklınıza Afrika geliyor. TED في كل وقت عندما يتحدثون عن ذلك فأنهم على الفور يفكرون بأفريقيا.
    Saldırı başladığında bunun için zaman olmayacaktır. Open Subtitles الان ، لانه لن يكون هناك وقت عندما تبدا الهجمة
    Bir zamanlar insanlar böyle büyülerle nasıl başa çıkıldığını bilirmiş. Open Subtitles كان هناك وقت عندما عرف الرجال كيف يقاوموا السحر الأسود
    Bu işte bir zamanlar dünyanın gözlerine sahiptiler. Open Subtitles كان هناك وقت عندما كانوا محط أنظار العالم بأكمله.
    Bir zamanlar her şeyi ilk duyan ben olurdum. Open Subtitles بالطبع، كان هناك وقت عندما أكون أول من يعلم
    Son ana kadar... artık hiç zaman kalmayana... kumun akıp gittiğini fark etmek için zaman kalmayana kadar. Open Subtitles حتى آخر لحظة عندما لا يعود هناك وقت عندما لا يعود هناك وقت للتفكير بها
    - Ne zaman poligona gitsek beni yener. Open Subtitles إنها تطلق النار في كل وقت عندما نذهب إلى ماكانٍ ما
    Her zaman bu kadar sıkı değildim. Benim de eğlenceli olduğum zamanlar vardı. Open Subtitles أنا لم أجرح بهذه الشدّة دائما كان هناك وقت عندما كنت مرحة
    Bir zamanlar biri korktuğu zaman sağduyusunu yitirir ve kendini bir hayaletin kucağına atardı. Open Subtitles في وقت عندما يشعر الشخص بالخوف إستنفذت أحاسيسك ووغرقتِ في عناق شبح
    O zamandan beri, önemli bir karar vereceğim zaman önce onları düşünüyorum. Open Subtitles ..منذ ذلك الحين افكر فيهما في اي وقت عندما اتخذ اي قرار مهم ..
    Hayvanlar aleminde, bir zaman gelir ve artık nesillerini devam ettirme zamandır. Open Subtitles في حياة كلّ حيوان، يأتي وقت عندما يفكّر في التناسل
    Ne zaman gerçek bir sorun ortaya çıksa çocukçu esprilerle konuyu saptırıyorsun. Open Subtitles في أي وقت عندما تأتي مشكلة حقيقية ، تقلبها مزاحاً
    Bu arada havaalanlarında ne zaman biri bize garip garip baksa konuşan ben oluyorum. Open Subtitles للمعلوميه فقط انا الوحيد الذي يلقي خطابات في الطائره في كل وقت عندما احد ينظر الينا بغرابه
    Bir zamanlar bu benim için de yeni bir şeydi. Open Subtitles كان هناك وقت عندما كانت تلك أخبار لى ,أيضا.
    ARK yolculuğunun çok daha zor geçtiği zamanlar da olmuştur. Özellikle, ...büyük türbülans varsa... - Ne demek istiyor? Open Subtitles لقد كان هناك وقت عندما تسافر بالارك يحدث اضطرابات لنقل انها اضطرابات كبيرة جسدية
    Bazı zamanlar gerçekten ortalığı yaktığın için birkaç adım uzakta durmak zorunda kalıyorum. Open Subtitles كان هناك وقت عندما كنت مجبرا على الوقوف بعيدا لأنك حارّ جداً بشكل حرفي.
    Ama bir zamanlar tam senin gibiydim ben de. Open Subtitles لكن كان هناك وقت عندما كنت اقف في نفس مكانك
    Bir zamanlar insanlar red cevabının gelmesi için haftalarca beklermiş. Open Subtitles كان هناك وقت عندما كان ينتظر الرجل أسابيع.. عن الرفض ان تأتي عن طريق البريدً ..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more