Kurban akşamın erken saatlerinde davetsiz bir misafiri ihbar etmek için 911'i aramış. | Open Subtitles | اتصلت الضحية بالطوارئ في وقت مبكر من هذا المساء للإبلاغ عن شخص دخيل |
Camp David'in hemen yakınlarında, günün erken saatlerinde Marine-1 çakıldı. | Open Subtitles | من خارج كامب ديفيد،حيث فى وقت مبكر من اليوم سقطت المروحية الرئاسية مارين 1 ،عقب اقلاعها مباشرة |
Nice'deki Amerikan Konsolosluğuna sabahın erken saatlerinde büyük bir terörist saldırı düzenlendi. | Open Subtitles | أنظـــر من جانب القنصلية الامريكية المدمرة حدث هجوم في وقت مبكر من صباح هذا اليوم |
Gecenin erken vakitlerinde o partideydim... ve birisiyle ilişkiye girdim. | Open Subtitles | لقد كنت في تلك الحفلة منذ وقت مبكر من الليل وهناك رجل علقني بشكل مدهش بهذا الأكس |
Gecenin erken vakitlerinde o partideydim... ve birisiyle ilişkiye girdim. | Open Subtitles | لقد كنت في تلك الحفلة منذ وقت مبكر من الليل وهناك رجل علقني بشكل مدهش بهذا الأكس |
Hem de günün fazla erken bir saatinde. | Open Subtitles | وفي وقت مبكر من النهار أيضاً |
Sabahın erken saatlerinde bir grup ayı avcısı ayıyı vurmak için Volda'ya gitti. | Open Subtitles | فريق من صيادين الدببه قد وصلوا فى وقت مبكر من الصباح لاطلاق النار على الدب. |
5 dosya da sabahın erken saatlerinde kalıcı olarak silinmiş. | Open Subtitles | لقد تم حذف خمسة ملفات بشكل .نهائي في وقت مبكر من هذا اليوم |
Alınan yeni haberler doğrultusunda şerif ofisinin Şehir Mezarlığı'nda sabahın erken saatlerinde araştırma yapmaya başladığı bildirildi. | Open Subtitles | الكلمةَ لمديرِ الشرطة فى بدأَ التحقيق في وقت مبكر من هذا الصباح في مقبرة مقاطعة الأقبية والشاش الإفتتاحي حيث كان هناك دليل |
Sabahın erken saatlerinde Küresel Analitik Teknoloji şirketinden dört kişiyi almış sonra sessizlik. | Open Subtitles | و قد أقلَّت أربعة أشخاص من شركة (غلوبال أناليتيك) التقنية في وقت مبكر من هذا الصباح, ثم توقف اللاسلكي فجأة عن العمل |
Aslına bakarsan, günün erken saatlerinde. | Open Subtitles | فى وقت مبكر من اليوم |
Çoğunuzun bildiği üzere, sabahın erken saatlerinde bayan Finch'in cesedini bulduk. | Open Subtitles | بما أن معضعكم يعلم بالفعل، في وقت مبكر من هذا الصباح إننا وجدنا جثة الآنسة (فينش). |
- Hem de günün fazla erken bir saatinde. | Open Subtitles | -وفي وقت مبكر من اليوم |