priyaya hafta sonları geç saatlere kadar çalıştığını söylüyor du kesin odasında birilerine yalakalanıyordur | Open Subtitles | بريا كان تقول، انه يعمل حتى وقت متأخّر في عطل نهاية إلاسبوع ماذا نهتمّ؟ |
Bu arada patroniçenin babası hava muhalefetinden ötürü geç saatlere kadar gelemeyecek. | Open Subtitles | والد الزعيمة لن يصل قبل وقت متأخّر من الليلة، فإنّ حالة الجوّ سيّئة. |
Kusura bakma, geç saatlere kadar çalışmam gerekti de. | Open Subtitles | -آسف، أعمل إلى وقت متأخّر |
Annesi çarşambaları geç saate kadar çalışıyor, ben de ona bakıyorum. | Open Subtitles | تعمل أمّه في وقت متأخّر من يوم الأربعاء لذا علي الاعتناء به |
Biliyorum, geç saate kadar çalışmayacağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | أعلم، وعدتك أنّي لن أعمل حتّى وقت متأخّر |
Ian Kwai Fong, Gece Geç Saâtler. | Open Subtitles | "لان كواي فونغ)، وقت متأخّر من الليل)" |
Ian Kwai Fong, Gece Geç Saâtler. | Open Subtitles | "لان كواي فونغ)، وقت متأخّر من الليل)" |
Neden nişanlının yanında değil de bu kadar geç saate kadar buradasın? | Open Subtitles | لمَ أنت هنا حتّى وقت متأخّر ولست برفقة خطيبتك؟ |