Beni herzaman kaba olmak zorunda olduğuma dair bir dürtü . | Open Subtitles | هذا النوعِ مِنْ الإلزامِ لذا مضطر أن أكون وقحاً طوال الوقت |
Bana böyle kaba davranırsanız, ben de başka mağazanın müşterisi olabilirim. | Open Subtitles | حسناً، إذا كنت ستصبح وقحاً بسبب هذا فسأصبح زبوناً لمحل آخر |
kaba olmak istemem, ama bunun için izne ihtiyacınız var. | Open Subtitles | ،لا أريد أن أكون مضيفاً وقحاً .لكنكِ بحاجة بالفعل لمذكرة |
Kalmam için ısrar edildi, ben kabalık yapmayı hiç sevmem. | Open Subtitles | لقد دعوني لأن أبقى و لا أحب أن أكون وقحاً |
kabalık etmek istemem, ama günde kabul ettiğimiz hasta sayısı 80'i aşıyor. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون وقحاً ولكننا نستقبل أكثر من 80 حالة يومياً |
7.000 dolar, az para değil. Saygısızlık etmek istemem ama... | Open Subtitles | سبع آلاف دولار ليس بمبلغ قليل لا أقصد أن أكون وقحاً |
Biliyorum, ama geçen günkü, kaba davranışım yüzünden özür dilemek istedim. | Open Subtitles | أعلم ، ولكن اردت الإعتزار لكوني وقحاً نوعاً ما ذلك اليوم |
Ama fazla verme. Çok kaba davrandı. | Open Subtitles | لكن لا تعطيه أكثر من ذلك لقد كان وقحاً للغاية |
Pardon. kaba olduğumu düşünebilirsin ama kapıyı çalmıştım. | Open Subtitles | آسف ، ربما ترينى وقحاً و لكنى قد طرقت الباب |
Ah, affedersin. kaba olmak istemedim, kızlar. | Open Subtitles | المعذرة , لم أقصد ان أكون وقحاً يا فتيات |
Annene kaba davranma. Daha şimdi çizburger aldı sana. | Open Subtitles | لاتكن وقحاً مع أمك، لقد اشترت لك برجر بالجبنة قبل قليل |
Umarım beni çok kaba bulmazsınız ama bir tür uşak değilsiniz ya? | Open Subtitles | أتمنى ألا تعتقد أني وقحاً لكنك خادم أليس كذلك؟ |
Yani eğer sana tuhaf ya da kaba geliyorsam ya da başka bir şey... | Open Subtitles | لذا فإن بدوت لك غريباً أو وقحاً أو ما شابه |
kabalık etmek istemem, ama bu hastalarımdan duymayı bekleyebileceğim bir şey. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون وقحاً و لكن هذا الكلام هو ما أتوقع سماعه من المرضى |
Affedersiniz, kabalık etmek istememiştim yalnızca bir bit yeniği bekliyordum. | Open Subtitles | أنا أسف , لم أكن أقصد أن أكون وقحاً حسناً , كنت أنتظر الفهم |
kabalık etmek istemem ama senin için kendimi o insanların önüne attım. | Open Subtitles | أكره أن أقول هذا , لا أود أن أبدو وقحاً ولكنى إنتظرتك فى الصف |
O da beni akşama kadar... aramayabilir, o saatten sonra da randevuyu iptal etmek kabalık olabilir. | Open Subtitles | سيكون أمراً وقحاً الإلْغاء على مثل هذه المهلة القصيرةِ. لماذا لا تَدْعوه؟ |
Saygısızlık etmek istememen çok iyi Sonny. | Open Subtitles | من الجيد أنك لا تريد أن تكون وقحاً يا سوني |
Bununla birlikte kabaydı, suratının ortasına bir tane geçirmeliydim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك, لقد كان وقحاً في الحقيقة كان يجب علّي أن أسحق وجهه |
- Benimkini de dün tamir ettiler. - Nasıl böyle küstah olabilir? | Open Subtitles | ـ لقد أصلحوا تليفوني بالأمس ـ كيف يمكن أن يكون وقحاً إلي هذه الدرجة؟ |
Terbiyesizlik etmek istememiştim. | Open Subtitles | أعلم و .. و.. لا أقصد أن أكون وقحاً |
Hayır,Öyleyse sen sadece kabasın. | Open Subtitles | لا؟ أنت فقط تحاول أن تكون وقحاً |
Gitmemek ayıp olur, hem Londra'ya ne zamandır gitmemiştim. | Open Subtitles | يبدو وقحاً إن لم أفعل بطريقة ما ولم أذهب إلى "لندن" منذ وقتٍ طويل |
Size biraz garip geliyorsam veya Saygısız... | Open Subtitles | لذا فإن بدوت لك غريباً أو وقحاً أو ما شابه |
İşte şimdi kabalaşmaya başladın, ne dediğimi anladın mı? | Open Subtitles | ,الآن أصبحت وقحاً تعلم مالذي أقصده ؟ |
Üzgünüm. Nezaketsizlik ettim. | Open Subtitles | أنا آسف - أنا آسفة فقد بدا قول ذلك وقحاً - |