Ayrıca televizyonun yanına oturunca Kanal 5'in daha iyi çektiğini fark ettim. | Open Subtitles | وقد لاحظت , لو أجلسته بجانب التلفاز تأتي القناة الخامسة أكثر وضوحاً |
Birçok savaşta insanların derin keder ve duygu içinde olduklarında Tanrı'yı görebilecekler mi diye yukarı doğru baktıklarını fark ettim bilirsiniz, biraz yardım istemek gibi. | Open Subtitles | وقد لاحظت في الحروب ان ينظر الناس الى السماء وقت الشدائد كما لو أنهم يرون الله |
Koca ve dadı arasında bir şeyler fark ettim. | Open Subtitles | وقد لاحظت ملاطفة بين الزوج ومربية الأطفال |
Seni süzdüğünü fark ettim. - Bana mı bakıyordu? | Open Subtitles | وقد لاحظت أنّه يتفقّدك من بعيد |
Bazen okuyuculardan aldığım maillerde şunların yazdığını fark ettim: "Hey, ölüm ilanlarında neden daha fazla kadına ve beyaz olmayan insana yer vermiyorsun?" | TED | وقد لاحظت أننا أحيانًا نحصل على هذه الرسائل الإلكترونية، من القراء، يقولون: "لم لا يوجد المزيد من النعي لذوي البشرة غير البيضاء في قسم الوفيات؟" |
Ama bir şey fark ettim. | Open Subtitles | ولكن وقد لاحظت شيئا. |
Sende onlardan iki tane olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | وقد لاحظت أن لديك إثنان منهما |
Öyle akıllısın ki gerçekten bunu fark ettim. | Open Subtitles | ذكية للغاية وقد لاحظت ذلك. |
ve fark ettim ki çoğu buluşlar başarısız oldu, Ar-ge departmanının işi başaramaması ile ilgili değildi bu, çoğu iş planına bakarsanız, insanlara yapacaklarını söyledikleri şeyler için fırsat sağladığınızda başaracaklardır bunu yapabilirler, ama bu projelerin yüzde 90ından fazlası başarısız olacak, çünkü zamanlama yanlış.ihtiyaç olunduğunda işleri kolaylaştıracak faktörler ortada olmayacak. | TED | وقد لاحظت أن معظم الإبتكارات تفشل، ليس بسبب فشل قسم البحوث والتطوير في إنجاحها-- إذا طالعت معظم خطط الأعمال، فانها ناجحة حقا إذا أُعطيت لها الفرصة لبناء ما أعلنوا أنهم بصدد بنائه، و 90% من هذه المشروعات أو أكثر تفشل، لأن التوقيت كان خاطئا-- وليس كل العوامل المساعدة كانت موجودة عندما أحتاجوا لها. |
Kulaklarınızın da delik olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ... وقد لاحظت |