O da bu kurşunu atabilecek niteliklere ve yeteneğe sahip bir kişiydi. | Open Subtitles | متعصب أبيض واضح لديه الوصول والمهارات للنوع من التسلح المستخدم وقرار القتل |
Bu 1998 Zararlı Alge ve Hipoksia Araştırma ve Kontrol Yasası olarak adlandırıldı. | TED | سمي القرار بانتشار الطحالب الضارة وتدني مستوى الأوكسجين وقرار الكونجرس لعام 1998. |
Aptal ve berbat bir karardı ve bedelini ödedik. | Open Subtitles | نحن ذلك كان غباء وقرار احمق وهانحن ندفع ثمن ذلك |
Yarın mahkemesi olacak ve jüri onun için karar verecek. | Open Subtitles | ستمنح محاكمة عادلة وقرار هيئة المحلفين لها |
teşkilâttaki yolsuzluklar sistemin işlediğine inanmak isteyen bir polis ve verilen inanılmaz derecede kötü bir karar. | Open Subtitles | شرطيّ أراد التأكد من عمل النظام بطريقة صحيحة وقرار وحيد تم إتّخاذه عن طريق الخطأ |
Yoksa dilersen bir mahkeme emri ve oldukça fena bir temlik ile gelebiliriz. | Open Subtitles | أو يمكننا العودة بأمر من المحكمة، وقرار فصل من الخدمة من أبشع ما يكون |
1965 senesinde, Oy Hakkı Yasası'nın geçtiği yılda, Sivil savaşın bitişi ve Afroamerikalı topluluklara oy hakkı verilmesi arasında yüz sene vardı. | TED | في عام 1965، عندما تم إقرار قانون حقوق التصويت، كانت قد مرت مئة سنة كاملة بين نهايىة الحرب الأهلية وقرار إعطاء حقوق التصويت لمجتمعات الأفارقة الأمركان. |
Şimdi sizden, William Gambini için taammüden cinayet kararı ve Stanley Rothenstein için, Gambini'ye bu iğrenç cinayeti işlemesine yardım etmekten, taammüden cinayete yardım etme kararı | Open Subtitles | ...الآن، سنسألكم أن تصدروا حكماً ،بالقتل من الدرجة الأولى لوليام غامبيني وقرار بالتحريض على القتل ،من الدرجة الأولى |
Senin davan ve jürinin kararı Beckett'ı planlarını değiştirmesi için zorlayacak. | Open Subtitles | مقاضاتك وقرار هيئة المحلفين أجبرت "بيكيت" لتغير خططه |
İstediğin hayalarımı koparabilirsin, ama kalabalığı kontrolünü iyi öğrendim ve uyuşmazlıkların çözümlenmesini ve yıldırma taktilerini... | Open Subtitles | أنت يمكن أن تكسر كراتي كلّ تريد، لكنّي تعلّمت أكثر حول سيطرة الحشد وقرار نزاع ووسائل تخويف... |
Bir anlık susup, kendimi yargıladım ve senin gibi olmadığımı fark ettim. | Open Subtitles | لقد كان هذا خطئاً وقرار متسرع مني ... ولكن لقد أدركت أننى لست مثلك - بالطبع أنت لست كذلك - |
Bu benim ve Sanera soyunun kararı. İstersen sorabilirsin. | Open Subtitles | هذا قراري وقرار جميع السانيرا |
Düşmanın tespiti ve hazırlık için En kullanımını kesme fikri geri tepti. | Open Subtitles | "مشاهدة العدوّ..." "وقرار الكفّ عن استخدام "الإين" استعدادًا للقتال، أفشلا الخطّة" |
Roger'ın vahim ölümü ve David Schneider'ın ayrılma kararıyla AR Bölümü'nün liderlik makamında eksiklik vardı. | Open Subtitles | مع موت (روجر) المأساوي وقرار (دافيد شنايدر) للمضي قدماً في طريقه لقد افتقدنا لأحد ما ليقوم برئاسة قسم (آ ر) |
Bu senin ve Eli'nin kararı. | Open Subtitles | إنه قرارك وقرار (ايلاي) |