"وقصيرة" - Translation from Arabic to Turkish

• ve kısa
• kısa ve

Kader bizi uzun ve kısa yollardan alır, garip yerlere götürür.
القدر يقودنا أسفل الدروب لمدة طويلة وقصيرة ويأخذنا إلى أماكن غريبة.

Kızıl Gezegen'e uçuş görevleri, 2 yılda bir yalnızca belirli ve kısa bir zaman aralığında mümkün olabilmektedir.
المهمات إلى الكوكب الأحمر تكون عمليه مرة كل عامين فقط خلال فترة زمنية محدده وقصيرة

Bu yeni yıldızlardan bazıları büyük, kararsız ve kısa ömürlüdür.
بعض تلك النجوم الجديدة عملاقة وغير مستقرّة وقصيرة الأجل

- ...yani senin için soruları kısa ve tatlı tutacaklar.
لذلك سيبقون الأسئلة الموجهة إليك بسيطة وقصيرة

Bu sakatlıkları araştıran ve tedavi eden biri olarak söylemem gerekir ki TBH farkındalığının artmasından ve özellikle sporcuların kısa ve uzun vadeli riskler aldığının anlaşılmasından çok memnunum.
لهذا، يجب أن أقول كشخص قام بأبحاث ويتعامل مع هذه الإصابات، أنني حقًا أشعر بالامتنان لرؤية نمو الوعي بخصوص صدمات إصابة الدماغ وخاصةً، المخاطر طويلة وقصيرة المدى للرياضيين.

"Hayat pis, yabani ve kısa," adamın söylediği gibi.
كما قال ذلك الرجُل : "الحياةُ مُعقدة ، وحشيةٌ وقصيرة"

Uzun ve kısa çaplı ilişkilerim var.
لدي علاقات طويلة الأجل وقصيرة الأجل

Benim aşk hayatım açık ve kısa bir bir kitap.
حياتي الشاعرية كتاب مفتوح وقصيرة وقذرة

İyi ve kısa kesilmiş, silah kullanmak için ideal.
{\fnArabic Typesetting}،إنّها أسيلة وقصيرة مثاليّة لاستعمال المسدّس.

Havlu, uzun ve kısa çoraplar.
مناشف، جوارب طويلة وقصيرة.

Wing Chun'un geliştirilmiş bu versiyonu uzun yumruk, yakın dirsek, güreş teknikleri uzun ve kısa mesafeli hareketleri birleştirir.
النسخة المحسّنة من "وينغ شان" مفيدة في... "القبضات البعيدة، مفاصل الكوع، المصارعة القريبة... و إدماج الحركات لمسافات طويلة وقصيرة...".

Ne iyi bir adam. Çok kısa ve güzel bir ayin oldu.
رجل طيب،وخطبة جميلة وقصيرة أليس كذلك؟

Neşeli bir hayata, kısa ve zengin bir hayata!
من أجل حياة سعيدة وقصيرة وغنية أيضاً.

kısa ve yalnız bir hayatın olur.
ستكون حياة وحيدة وقصيرة