Kahvaltı için biraz yumurta, süt, ekmek ve kahve getirmiştim. | Open Subtitles | ابتعت بعض البيض ، الحليب وخبز وقهوة للإفطار |
Grande, kocaman. Veya ananas suyu. ve kahve. | Open Subtitles | كبير, أكبر حجم أَو عصير أناناس وقهوة هل تأخذ قهوة، شيل ؟ |
Ne istediğini bilemedim sıcak çikolata, çay ve kahve aldım. | Open Subtitles | لم أعرف ما تريدينه لذا جلبت الشوكلاتة الساخنة ، شاي وقهوة |
Ben çikolatalı ayçöreği istiyorum, Şekerli kahve ve sütlü kahve. | Open Subtitles | انا اريد كرواسون بالشوكولاتة، سكر قليل وقهوة خفيفة. |
Meyve suyu, kahve ve diğer lezzetli şeyler tepside. | Open Subtitles | يوجد عصير وقهوة وخلافه على الطاولة المتحركة هناك |
Alışveriş dükkanı. Çok iyi kahvaltı yaparlar, kahvesi iyidir ve telefonları da çalışır. | Open Subtitles | سأتوجه إلى المركز التجاري لديهم فطور وقهوة رائعة |
Kıymalı olanı iyi. Ekmek olarak İngiliz pidesi ve bir kahve. | Open Subtitles | ولم مفروم مطهي جيدا وكعك إنجليزي للتحلية وقهوة |
- Bir tane daha biftek ve kahve. - ve kahve. - Ayrıca çörek. | Open Subtitles | وشريحة لحم أخرى، وقهوة وكعكة، إن لم تمانعي. |
Başlangıçlar, et yemeği, çorba, salata, sınırsız ekmek, pay, ve kahve, sadece $9.99. Baksanıza? | Open Subtitles | تتناولين مقبلات ,لحم ,حساء ,سلطة كمية خبز غير محددة ,فطيرة وقهوة فقط ب9.99 اتعلمين؟ |
Omlet, kıymalı patates ve kahve istiyorum. | Open Subtitles | سأتناول البيض المقلي مع لحم البقر، وقهوة |
Burası meyve suyu ve kahve barı, adamım, sana anlatmaya çalıştığım gibi. | Open Subtitles | انها حانة عصير وقهوة يا رجل انا اقول لك |
ve kahve lütfen. Kaymaksız süt lütfen. | Open Subtitles | وقهوة لو سمحتي مع حليب بدون قشطة |
Dr. Shepherd. Kahvaltı yapmak isterseniz, Fransız tostu ve kahve var. | Open Subtitles | د. " شيبارد " , هناك خبز فرنسي وقهوة في حال رغبت بالإفطار |
Kirazlı turta ve kahve. | Open Subtitles | كلا، بل فطيرة توت وقهوة. |
Çörek, sandviç ve kahve. | Open Subtitles | كعكة وشطيرة وقهوة |
ve kahve, Milt. | Open Subtitles | وقهوة يا ميلتون |
Rozetimi bulduklarında oldukça nazik davrandılar. Bana bir kahve ve bir sandviç verdiler. | Open Subtitles | بمجرد أن عثروا على شارتى أصبحوا فى غاية الأدب أعطونى شطيرة وقهوة |
Rozetimi bulduklarında oldukça nazik davrandılar. Bana bir kahve ve bir sandviç verdiler. | Open Subtitles | بمجرد أن عثروا على شارتى أصبحوا فى غاية الأدب أعطونى شطيرة وقهوة |
Ayrıca tatlı, yolluk kahve ve pantolonunuzu ilikleyip içeri gelemeyecek kadar tembel olduğunuzda arabaya servis. | Open Subtitles | و حلوي ، وقهوة للذهاب خدمة الرصيف عندما تكون كسول جداً علي زرار سروالك و تأتي في الداخل |
Beş daikika geçmeden elinde kahve ve sandeviçle yanıma geldi. | Open Subtitles | ولم تمضي خمس دقائق عندما عاد ثانيةً بسندويتش وقهوة. |
Bu akşamdan kalmanın reçetesi, efendim işkembe çorbası, Türk kahvesi ve bir iki başka bir şey. | Open Subtitles | إنها وصفة لآثار الخمر يا سيدي إنها... حساء أمعاء وقهوة تركي وبعض المكونات الأخرى |