Herkes gibi, bu politikacılar da, modern marketlerin kendi kendilerini oluşturabilecek yeterli güce sahip organizasyonları korumasını hafife alıyor. | TED | وكأي شخص آخر، يسلم صناع القرار بأن الأسواق الجديدة هي حكر على منظمات قوية بما فيه الكفاية لخلقها لوحدها. |
Ama üç milyar parçalı her şey gibi bu hediye de hassastır. | TED | لكن وكأي شيء مكون من ثلاثة ملايين عنصر تعتبر هذه الهدية هشة. |
Şimdi her hangi bir şey gibi... ...mevcut durumdan gerçekten farklıdır, ... ...Her zaman bu uçakların denemeleri iyi gitmedi. | TED | الآن وكأي أمر مختلف حقا عن الوضع الراهن، لم يكن من اليسير دائما تجربة تلك الطائرة. |
Sadece herhangi bir nüfus gibi ... ... birçok insanın 70 veya 80 yaşlarında yaşamakta, ... ... ama bazıları 90 veya 100 yaşında da yaşamakta. | TED | وكأي تعداد سُكاني يعيش معظم الاشخاص بين عمر 70 أو 80, لكن بعظهم يعيش ليصل الى 90 أو 100 |
Başka zararlar da var, çünkü PowerPoint bir araç Ve diğer araçlar gibi, o da kötüye kullanılabilir Ve kullanılcaktır da. | TED | هناك تكاليف اخرى ، بالطبع لان الباوربوينت مجرد وسيله، وكأي وسيله، بالأمكان اساءت استخدامها. |
Herkes gibi benim de birçok şeye karşı bakış açım değişti Ve umarım ki potansiyel kariyer seçimim gibi olgunlaştı. | TED | وكأي شخص،فإن آرائي حول أشياء كثيرة قد تغيرت و آمل أن تكون قد نضجت، مثل اختياري المهني المُرتقب. |
Böylece planlı bir şekilde geciktirmeye başladım. Kendine saygılı, işini son ana bırakan herkes gibi ertesi sabah erkenden kalkıp nasıl son ana bırakacağımın adımlarını yazdım. | TED | لذلك ماطلت بشكل مضاعف، وكأي مماطل يحترم نفسه، استيقظت مبكراَ في الصباح، وأنجزت قائمة من الخطوات حول كيفية المماطلة. |
Avlanmaya çalışılan diğer hayvanlar gibi kediler yakalanmamak üzere evrildiler Ve doğada düşmanlarından en iyi kaçanlar yaşadı. | TED | وكأي حيوان يُفترس، تطورت القطط على مهارة الهرب، وفي البرية نجت القطط الأمهر في تفادي الحيوانات المفترسة، |
Her asker gibi, bu omuzlarımda duygusal bir yük taşıyacağım anlamına geliyordu Ve söylemekten nefret ediyorum ama belimde bir silah taşıyacağım anlamına da geliyordu. | TED | وكأي جندي، هذا يعني أن أحمل عبئاً عاطفياً على أكتافي، وأكره قول هذا، لكن مسدسًا على خصري. |
Yapay zeka hakkındaki birçok modern efsane gibi, Talos’un hikayesi robotik beyni ile olduğu kadar robot kalbi hakkında. | TED | وكأي أسطورة حديثة عن الذكاء الصناعي، تدور قصة تالوس حول قلبه الآلي تمامًا كما تدور حول عقله الآلي. |
Her ameliyatta olduğu gibi LASIK’in de bazı riskleri vardır. | TED | وكأي عملية جراحية، يحيط بعملية الليزك مخاطرُ محققة. |
Ve her ailede olduğu gibi, kardeşler bazen birbirlerini severler... Ve bazen de kavga ederler. | Open Subtitles | هنــاك قرابـــة بيننـــا حسنـــا وكأي عائلــــة فنحــن نحــب بعضنا الآخــر ولنــا خلافاتنــــا |
Başka her şey gibi, kendine uydurmalısın. | Open Subtitles | أظن انني بدات اتعلق فيه وكأي شي آخر, عليك فقط أن تجعله مناسب لك |
Dünyadaki herkes gibi biz de bedava çalışmıyoruz. | Open Subtitles | وكأي شخص آخر بهذا العالم، لا نعمل بدون أجر |
Ve çoğu alfa erkeği gibi, günün birinde onun yerine geçmek için can atan yeni yetmeleri çok da fazla umursadığı söylenemez. | Open Subtitles | وكأي ذكرٍ آخر لا يهتم أبداً بالمبتدئين الذين يرغبون بتولي مكانه يوماً ما |
Her basit işte olduğu gibi o da bir sürü basit şey öğreniyordu. | Open Subtitles | وكأي وظيفة متواضعة فقد قام بتعلم عدة أعمال متواضعة |
Diğer virüslerde olduğu gibi, aşı üretebilmek için kaynağını bulmalıyız. | Open Subtitles | وكأي أي فيروس ، بمجرد التوصل إلى أصله بإمكاننا إنتاج لقاح |
Her hastalık gibi bunun da bir nedeni var bir ilerleyişi var Ve bir tedavisi de olabilir. | Open Subtitles | وكأي مرض لديه مسببات ويتقدم , ومن الممكن علاجه |