Hiç adil değil. Aslında o greyfurttu ve bu yıllar önceydi. | Open Subtitles | في الواقع, لقد كانت فاكهة الكريب، وكان هذا منذ سنينٍ مضت. |
ve bu noktada hayatında büyük bir duygusal şey olagelmişti. | Open Subtitles | وكان هذا الشاب الشئ الاكثر تعلقا به فى تلك الفترة |
Ama sekiz yaşındaydım ve bu hayatımın sonuymuş gibi geldi. | Open Subtitles | لكن كنت في الثامنه من عمري وكان هذا سينهى حياتي |
Biraz daha sonra birini göndereceklerini söylediler Bu da hiç göndermeyecekleri anlamına geliyor. | Open Subtitles | يخبرونا انهم سيرسلون شخصاً ليتفقد الأوضاع وكان هذا يعني ان الأمر لن يحصل |
Bu da, aslında başarılı bir şekilde kullanılmaya başlanmasından beri yani son 500 yıldır var olan birşey. | TED | وكان هذا هو الخيار منذ 500 عام .. منذ اختراع الكرسي المتحرك ولكن اليوم .. افخر بأن اقدم لكم |
Bu -- New York şehrinin turistlik yerlerinin haricinde bir yerdi -- Bu onun en favori seçimiydi. | TED | وكان هذا الموقع..من جميع المواقع السياحية في مدينة نيويورك هو وجهتها الأولى و المفضلة |
Hayvanlar mutasyona uğruyordu ve bu herkesin beklediğinden hızlı bir şekilde gerçekleşiyordu. | Open Subtitles | كانت الحيوانات تصاب بطفرة وكان هذا يحدث بسرعة تفوق توقع أي شخص |
Hayvanlar mutasyona uğruyordu ve bu herkesin beklediğinden hızlı bir şekilde gerçekleşiyordu. | Open Subtitles | كانت الحيوانات تصاب بطفرة وكان هذا يحدث بسرعة تفوق توقع أي شخص |
ve bu da can yelekleri olmayan insanların trajik bir şekilde hayatlarını kaybetmesinin bir nedeniydi. | TED | وكان هذا نتيجة الخسائر الفادحة في الارواح التي ادت براكبي التايتنك لانه لم تكن هناك اطواق نجاة كافية لكل الركاب |
ve bu, dört milyar yıldan biraz daha fazla bir zaman önce. | TED | وكان هذا قبل أكثر من قرابة أربعة ملايير سنة |
ve bu ana bilgisayar, görevlilere bu konuda yardımcı olacaktı. | TED | وكان هذا الحاسوب الكبير سيقوم بمساعدتهم بذلك العمل |
Diyorum size, en güzellerinden bir tanesi, ve bu herhalde ikinci gündeydi. | TED | انه من أفضل المشاهد في تحدي دلو الجليد وكان هذا تقريبا في اليوم الثاني |
Yalnız bir kere ortaya çıktığında teknenin yanına gelmek istemediler ve bu gerçekten garipti. | TED | ما عدا مرّة واحدة عندما ظهرت ولكن لم يقتربوا من القارب، وكان هذا فعلًا غريبًا. |
ve bu, onları siyahi ve özgür bir vatanda yaşamaktansa ezici bir beyaz yönetimi ile yaşamaya ikna etmek için yapıldı. | TED | وكان هذا يتم لأقناعهم بأن حالهم أحسن بكثير تحت حكم البيض المدمر من حاله لو كانوا يعيشون في بلد أسود و حر. |
Bilimciler sonuçları yayınlamak içindir ve bu durum bundan çok uzakta. | TED | يهدفُ العلماء لنشر النتائج. وكان هذا الوضع أبعد ما يكون عن ذلك. |
ve bu bir uyarıydı -- başka insanların işine karışma, ya da onların işinde sıkışır kalırsın. | TED | وكان هذا تحذير,لا تتدخل في شئون الناس والا ستتعلق بها. |
Yani Bu da insanlar için yapılmış ve uzun süre ayakta kalacak bir binadır. | TED | وكان هذا المبنى الذي سيدوم لفترة طويلة أيضًا من أجل الناس. |
Soğuktan uzak durmak için çalışmaya devam ettim ve bu da bana yetti. | Open Subtitles | انا فقط كنت احاول ان ادفئ نفسى وكان هذا كافيا لى |
ve bu onun azap çeken durumundan kaçışıdır. | TED | وكان هذا هو مهربه من حالته الهوسية التي كانت تعذب نفسه |
Bu kendi bedenini ve ruhunu kimyaya adadığı zamana denk geldi. çünkü acısının tek tesellisi buydu. | TED | وكان هذا متواكباً مع انغماسه قلباً وقالباً في الكيمياء فقد كانت عزائه الوحيد لأحزانه |
Avrupalılar hep kaybediyordu, kaybediyordu ve kaybediyordu, ve bu olay Avrupa'da, yeni bir günün doğması demekti. | Open Subtitles | بعد سنوات وسنوات من هزيمة الأوروبيين وكان هذا فجر يوم جديد بالنسبة لأوروبا |