Bir sürü doktor da vardı, medya üyeleri de oradaydı. | TED | وكان هناك الكثير من الأطباء الآخرين أيضاً وأعضاء وسائل الإعلام كذلك. |
Bir sürü uyuşturucu, silahla ateş, her ne varsa. | Open Subtitles | وكان هناك الكثير من المخدرات وإطلاق النار , وكل أنواع القاذورات |
Çölde bir yerlerdeydim ve etrafımda bir sürü fare vardı. | Open Subtitles | لقد كنت في مكان ما في الصحراء وكان هناك الكثير من الفئران حولي |
Sokağın karşısında bir sürü araba vardı orada kimsenin olmaması gerek. | Open Subtitles | وكان هناك الكثير من السيارات في شارع المقابل ولم يكن من المفـترض ان يكون هناك أحد |
Bu şirketin geleceği hakkında bir sürü konuşma geçti. | Open Subtitles | وكان هناك الكثير من الأحاديث حول مستقبل هذه الشركة |
Tiflis'teki İngiltere Konsolosluğu ele geçirildi, bir sürü rehine vardı. | Open Subtitles | السفارة البريطانية في تبليسي تم السيطرة عليها وكان هناك الكثير من الرهائن |
Dalay Lama bir keresinde Portekiz'deydi ve her yerde bir sürü inşaat devam ediyordu. | TED | الدالاى لاما كان مرة فى البرتغال , وكان هناك الكثير من أعمال البناء فى معظم الشوارع . |
Ve gizli silahlar ile ilgili, Sovyetler ile görüşmeler yapıldığıyla ilgili bir sürü söylenti vardı. | Open Subtitles | وكان هناك الكثير من الحديث عن سلاح سري |
Bana geldiğinde onu bir sır olarak saklamak için bir sürü plan yaptım. | Open Subtitles | "ومنذ وجدتها، وكان هناك الكثير من الخطط التي كان عليها أن أقوم بها سراً" |
Ve bir sürü sanrı gördüren grafik sanatları vardı. | Open Subtitles | وكان هناك الكثير من الرسومات المخدرة. |
Benjamin Katz 6 yaşındaydı ve anlamadığı bir sürü şey vardı. | Open Subtitles | كان عُمر (بنجامين كاتز) ستّ سنوات، وكان هناك الكثير من الأشياء التي لم يفهمها |
Peter, göğüslerini sağdı ve orada tanıdığım bir sürü insan vardı. | Open Subtitles | بيتر) لقد حلبت أثدائك) وكان هناك الكثير من الناس أعرفهم |