Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki sınırı geçmek neredeyse imkansızdı. | TED | من المستحيل تقريباً أن يعبروا الحدود بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية |
Elinde bu tür güç olan ülkeler Rusya, Kuzey Kore, belki Çin. | Open Subtitles | الوحيد الذى يملك مثل هذه الامكانيات هى روسيا وكوريا الشماليه وربما الصين |
Kore başarılı, Kuzey Kore değil. | TED | فكوريا الجنوبية ناجحة, وكوريا الشمالية ليست كذلك |
Kore bize eğitimde nelerin mümkün olduğunu gösteriyor. | TED | وكوريا تقدم لكم دليلاعما يمكن القيام به في التعليم. |
Asya'da Şangay, Kore ve Singapur'u görebiliyorsunuz; Avrupa'da Finlandiya; Kuzey Amerika'da Kanada çok iyi gidiyor. | TED | ويمكنكم مشاهدت أنهاشنغاي وكوريا وسنغافورة بآسيا؛ فنلندا بأوروبا؛ كندا بأمريكا الشمالية يقومون بعمل جيد. |
Listedeki diğer ülke Lüksemburg. kırmızı nokta tam olarak Kore'ninkiyle aynı yerde. Yani Lüksemburg Kore'yle öğrenci başına aynı miktarda para harcıyor. | TED | بانتقالكم للدولة التالية في القائمة،لوكسمبورغ، يمكنكم ملاحظة أن نقطتها الحمراء تقعبنفس مكان النقطة الحمراء لكوريا، إذا لوكسمبورغ وكوريا تنفقانبنفس القدر للطالب الواحد. |
Bu gördükleriniz Kuzey ve Güney Kore arasındaki askerden arındırılmış bölgede sevk edilmiş iki otomatik keskin nişancı üssü. | TED | هذه وحدتين للقنص التلقائي الموجودة حاليا في المنطقة المجردة من السلاح بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية. |
Grafiğin sonuna baktığınızda, bu oranı sadece Hollanda ve Kore için tek haneli seviyelerde görürsünüz. | TED | إذا ما نظرتم إلى آخر هذا الرسم البياني، تستطيع أن ترى أن هولندا وكوريا تتكون من رقم واحد. |
1950 Eylülü, Kore Savaşı'nın en şiddetli zamanları... | Open Subtitles | في سبتمبر 1950، في أوج الحرب بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية |
Almanya-Japonya olayını Irak ve Kuzey Kore ile bağdaştıramazsınız. | Open Subtitles | لا يمكن أن نربط ألمانيا واليابان بالعراق وكوريا الشمالية |
Demokrasi uğruna olan bu çabanız sırasında İran'ı da aradan çıkarsak mı acaba Irak ve Kuzey Kore'yle birleştirip? | Open Subtitles | بالنظر إلى إلتزامك العميق ..بالديمقراطية هل تعتقد أن أيران لابد ..أن توضع بجانب العراق وكوريا الشمالية ؟ |
Şey, en azından İtalya, Avustralya Çekler, İspanya, Polonya, Güney Kore ve, İngiltere bizimle. | Open Subtitles | على الأقل ، اتفقت معنا أستراليا و إيطاليا التشيك و أسبانيا وكوريا الجنوبية وبولندا وتعرف ، البريطانيون |
Soyu tehlikede olan bu türler buralara Çin kıyılarını izleyerek Kuzey Çin ve Kore'den gelirler. | Open Subtitles | هؤلاء المهاجرين المعرّضين للخطر وقد سافر مدة الساحل الصيني من شمال الصين وكوريا |
Japonya ve Güney Kore'de, darbeyi önlemek amacıyla emirlerime uyduğunu söylediğim için herhangi bir sorun çıkmayacak. | Open Subtitles | لن يزعجكِ أي أحد بعد الآن لأنني قلت لهم أنكِ كنتِ تتبعين أوامري في اليابان وكوريا الجنوبية لإيقاف الإنقلاب |
Her hafta Kuzey Kore, Rusya ve Çin hakkındaki istihbaratı rapor edeceksin. | Open Subtitles | كل أسبوع ستقدم تقرير عن كل المعلومات التى حصلت عليها عن الصين و روسيا وكوريا الشمالية |
Güney Kore ile aranızdaki tansiyon hiç dinmiyor. | Open Subtitles | التوتّرات بين أمتك وكوريا الجنوبية في أعلى مستوى. |
Okulda, Kim ll -Sung 'un tarihini çalışarak çok fazla zaman harcadık. Fakat dış dünya hakkında çok fazla şey hiçbir zaman öğrenmedik. Amerika, Güney Kore ve Japonya düşmanları hariç. | TED | في المدرسة قضينا الكثير من الوقت ونحن ندرس تاريخ كيم إل سونغ لكن لم نتعلم الكثير عن العالم الخارجي سوى أن أمريكا وكوريا الجنوبية واليابان، هم أعداؤنا |
Avustralya, Güney Kore ve Rio'da bulunma nedenimiz olan, en yeni partnerimiz Brezilya'yı da kapsayan teleskop projesi. | TED | ويتضمن استراليا وكوريا الجنوبية ويسعدني القول- وأنا هنا في كوريا، أن شريكنا الجديد في المنظار هي البرازيل. |
Fakat Kuzey Kore ve Güney Kore'nin yalnızca kurallar ve yasalar anlamında değil, ama ayrıca daha derin bir şekilde anlayış, normlar, kültür, değerler, inançlar anlamında aynı dizi kurallar ile başladığını farketmek önemli. | TED | ولكن من المهم الاعتراف ان كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية بدأت بمجموعات متماثلة من القوانين من ناحية كلا من القوانين والنظم ، و أيضا في حس أعمق للتفاهمات ، العادات ، الثقافة ، القيم و المعتقدات. |
Halk sağlığına büyük yatırım yapmış ABD ve Güney Kore gibi ülkeler bile bu salgını hemen durduracak türde hızlı kısıtlamalar koyamazlar. | TED | وحتى الدول التي تتمتع باستثمارات قوية في قطاع الصحة العامة، كما في الولايات المتحدة وكوريا الجنوبية، لا يمكن لها فرض نوع من الحظر في أماكن بالسرعة الكافية من أجل احتواء سريع لتفشي الوباء. |