Ama bir kaç beyazın, bir siyah ülkesini yönettiği günler sona erdi. | Open Subtitles | ولكن أيام القلة من البيض الذين يديرون دولة سوداء قد ولت |
Bir şey söyleyeyim tatlım, oyun sona erdi. | Open Subtitles | دعوني اقول لكم شيئا ، وحبيبته ، الألعاب قد ولت. |
O günler bitti. Artık alkol yok. Öksürük şurubu ve romlu kek dahil. | Open Subtitles | ولت تلك الأيام، لا مزيد من الكحول، وهذا يشمل دواء السعال والحلوى بالرم |
Evet, bu muhtemelen bana biraz hasar verirdi ama seçim bitti ahbap. | Open Subtitles | بلى كان هذا ليحدث بعضاً من الاضرار ولكن الانتخابات قد ولت يارجل |
İçlerinden biri büyüyünce Teğmen Wilt gibi biri olursa inanın çok gurur duyarım. | Open Subtitles | أذا كبرت أي واحده فيهم لتصبح مثل حالمة الرايه ولت سأكون أب فخور |
Ama yillar geçti, o mükemmel kadini bulamadim. | Open Subtitles | حسنا , لقد ولت كل تلك السنوات , ولم أقابل السيده المناسبه. |
Açık konuşalım, popüler olduğu günler bir hayli geride kaldı. | Open Subtitles | لو كنتَ محباً للموسيقى لقد ولت تلكَ الأيام، لنكن صريحين |
Senin çat kapı evime gelmelerin artık sona erdi. | Open Subtitles | الأيام التي تظهر فيها دون دعوة مسبقة في منزلي قد ولت |
Bekarlık günlerim sona erdi ve ben aşık olmuş bir eziğim ama bunu elde edebilmek için bir ömür harcadım. | Open Subtitles | ايام عزوبيتي قد ولت وانا لست الا فاشلا مصابا بضربة حب بلاشيء الا قضاء حياتي كلها متطلعا لهذه العلاقة |
Titanların hüküm sürdüğü günler sona erdi. | Open Subtitles | لقد ولت أيام كوننا مداسون من قبل العمالقة |
Bak sen şu işe. Para problemlerin sona erdi artık. | Open Subtitles | انظر في ذلك، كريستي، مشاكل أموالك قد ولت. |
Ve sizin bedava kahvaltı günleriniz de sona erdi. | Open Subtitles | لقد ولت أيامك من الطعام المجانى |
Balboa iyi bir şampiyondu, ama onun devri bitti. Ona şans dilerim. | Open Subtitles | بالبوا بطل جيد ولكن ولت أيامة ولكن حظ سعيد |
Ama artık kobaylık günleriniz bitti. | Open Subtitles | ولكن ل الآن، اختبار أيام تخضع بك قد ولت. |
Üzgünüm ama fotoğrafçılık günlerim bitti. | Open Subtitles | أنا متأسف لكي أيامي في مهنة التصوير قد ولت |
Teğmen Wilt'in buradan ayrıldığı anla kaza yaptığı an arasında ne olduğunu bilmediğimiz bir saatlik bir boşluk var. | Open Subtitles | أذا نظرياً لدينا ساعه مفقوده بين الوقت الذي غادرت فيه حالمة الرايه ولت و بعدها تحطم سيارتها |
Teğmen Wilt'in Donanma İstihbarat Servisi'nde siber saldırı mühendisi olarak çalıştığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | أتضح أن حاملة الرايه ولت كانت تعمل كمهندسه في حرب الانترنت مع مكتب المخابرات البحريه |
Teğmen Wilt internet sunucularına girmeyi ve iletişim şifrelerini çözmeyi başardı. | Open Subtitles | كان هذا الى ان حالمة الرايه ولت نجحت في اختراق خادم موقعهم الغامض وفكت رموز اتصالاتهم |
Şapkayı tak! Beni ve kardeşimi aynı kazaklarla eski, aptal bir Packard'ın üzerine oturtabildiğin günler geçti artık. | Open Subtitles | لقد ولت الايام التي كنت تقدر فيها ان تضعنا في ذلك الصندوق السخيف |
O dönem geçti, hayatım. | Open Subtitles | لقد ولت تلك الأيـام يا عزيزتـي. |
Ben isim belirtmedim bayım ama prensip olarak demek isterim ki... kimi temsil ederseniz edin, insanları dolandırdığım günler... çok geride kaldı. | Open Subtitles | لم أسمع الاسم سيدي، لكنني أؤكد لك هذا المبدأ العام ولت أيام خداعي لأي أحد أياً كان من تمثله |
Başımı belaya sokacak her şeyden uzak duruyorum. O günler geride kaldı. | Open Subtitles | لم أعد أقوم بشئ يفسدني ، لقد ولت هذه الأيام |
Ve Walt Disney Konser Salonu'nda ilk dersimize başladığımızda, Nathaniel öyle ajite bir durumundaydı ki, gözlerinde manyak bir tür ışıltı vardı. Kaybolmuştu. | TED | لقد كان ناثانيل في حالة من الإثارة عندما بدأنا درسنا الموسيقي الأول في قاعة حفلات ولت ديزني وقد كان يملك نظرة هوس براقة في عينيه تشعرك أنه ضائع |