| Fakat o anda, açıkça konuşmalıydım, ama yapmadım. | TED | ولكن في تلك اللحظة، كان يجب علي أن أتحدث ولكنني لم أفعل. |
| Ne yapmam gerektiğini biliyordum ama yapmadım. | Open Subtitles | بعد ذلك، عرفت القوانين وعرفت ما المفترض مني أن أفعله ولكنني لم أفعل |
| Evde oturmalı ve uyumalıydım, ama yapmadım. | Open Subtitles | كان يجب علي البقاء في المنزل و الخلود للنوم ولكنني لم أفعل. |
| Seni vurmam gerekiyordu ama yapmadım! Geleceği değiştirdim! | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقتلك ولكنني لم أفعل ، لقد غيرت المستقبل |
| Kötü birşey yaptığımı düşünüyor, ama yapmadım. | Open Subtitles | تخالني فعلتُ أمراً سيّئاً ولكنني لم أفعل |
| İstesem bunların arkasına saklanabilirdim ama yapmadım. | Open Subtitles | لقد كان بإمكاني أن أختبئ خلفهم ولكنني لم أفعل |
| Senin tutuklayabilirdim ama yapmadım. | Open Subtitles | كان بإمكاني أن ألقي القبض عليك، ولكنني لم أفعل |
| Parmağım tetiğin üzerindeydi, ama yapmadım. | Open Subtitles | اصبعي كان على الزناد ولكنني لم أفعل |
| Parmağım tetiğin üzerindeydi, ama yapmadım. | Open Subtitles | اصبعي كان على الزناد ولكنني لم أفعل |
| Onu kurtarabilirdim. ama yapmadım. | Open Subtitles | كان يُمكن أن أنقذها ولكنني لم أفعل ذلك |
| ama yapmadım. Hayır. | Open Subtitles | ولكنني لم أفعل ذلك ، لا |
| ama yapmadım. Bitti mi? | Open Subtitles | ولكنني لم أفعل هل إنتهينا؟ |
| Elbette isterdim ama yapmadım. | Open Subtitles | بالطبع.. ولكنني لم أفعل |
| - ama yapmadım sonuçta! | Open Subtitles | ! ولكنني لم أفعل هذا |