"ولكنها لن" - Translation from Arabic to Turkish

• ama o
• dışında o kadar
• ama duyulmamış bir şey

ama o kadar yaşamadı, değil mi?
ولكنها لن تصل لهذا لحد الأن، أليست كذلك؟

Bunu biliyorum, baba, ama o zaman bu bir hediye olmazdı ki.
أعلم بأنك قادر أبي ولكنها لن تكون هدية

ama o hiçbiryere gitmiyor.
انا احب ربيكا, ولكنها لن تذهب لأي مكان

Liman dışında o kadar kalabilirsem Sharillo'ya süreceğim, Edmon'u görüp paraları yükleyeceğim... ve tam paydos saatinde gemiye döneceğim.
ولكنها لن تبقي لطوال الوقت ... لذا ، سأذهب الي (شيليلو)ِ ... (لأري (إيفن

Liman dışında o kadar kalabilirsem Sharillo'ya süreceğim, Edwin'i görüp paraları yükleyeceğim ve tam paydos saatinde gemiye döneceğim.
ولكنها لن تبقي لطوال الوقت لذا، سأذهبالي(شيليلو)ِ... (لأري( إيفن...

Alışılmışın dışında bir şey ama duyulmamış bir şey değil.
إنه وضع غير سوي، ولكنها لن تكون سابقة فريدة.

Avukatlar adını değiştirmesini ve başka bir ülkeye gitmesini Öneriyor ama o bunu yapmaya yanaşmıyor.
نصحها المحامون بتغيير اسمها وترك البلدة، ولكنها لن تفعل هذا ...

Harika, ama o benim gösterimin içinde değil.
-رائعة ولكنها لن تشترك في عرضي

Bree, Katherine'i istediğin kadar övebilirsin, ama o asla bizden biri olmayacak.
(بري)، يمكنكِ المديح في (كاثرين) كما تشائين، ولكنها لن تصبح واحدة منّا أبداً.

Evet ama o bizi beklemiyor.
ولكنها لن تتوقعنا.

Bunun için ağıt yakıyoruz. ama o gitmiyor.
"وسوف نبكى على هذا" "ولكنها لن تذهب"

Üzgünüm, o evi çok sevdiğinizi biliyorum ama o, hayatta fikrini değiştirmez.
ولكنها لن تعطيكم أياه

Sen kurtulabilirsin ama o kurtulamaz.
أنت قد تنجو، ولكنها لن تنجو

Girişimlerde bulundum bile, ama o seninle görüşmeyecek.
ولكنها لن تراك

Alışılmışın dışında bir şey ama duyulmamış bir şey değil.
إنه وضع غير سوي ولكنها لن تكون سابقة فريدة