"ولكن لم يكن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmadı
        
    • Ama hiçbir zaman
        
    • ancak
        
    • yoktu
        
    • bile değildi
        
    Onlara isimler, fonksiyonlar verdik ve onları uçurduk... ama pek kolay olmadı. TED وسمّيناها وبرمجناها للقيام بمهام معينة، ثم أطلقناها ولكن لم يكن ذلك سهلاً،
    Şiirler de yazmıştı. Bir kısmı yayınlandı ama başarılı olmadı. Open Subtitles وقد كان يكتب الشعر، وأصدر ديواناً، ولكن لم يكن ناجحاً.
    Eskiden tavuk koşusu bile vardı Ama hiçbir zaman keçi yarışı olmadı. Open Subtitles وكان هناك سباق للدجاج ولكن لم يكن ابدا ابدا ابدا سباق نعجات
    Gençliğimde şansımı denemedim Ama hiçbir zaman içimde yoktu. Open Subtitles حطمت اللوائح في شبابي, ولكن لم يكن ذلك في دمي على الإطلاق
    ancak hiç kimse dağın içerisinde ne olduğunu uzun zaman dilimi boyunca hayal edememişti. TED ولكن لم يكن بمقدور شخص أن يتخيل ما كان يحدث داخل جبل خلال كل هذه المدة من الزمن.
    Ama olay yerinde böyle bir durumla uyumlu bir delil yoktu, Hawkes. Open Subtitles ولكن لم يكن هناك أي دليل على أن في مكان الحادث، هوكس.
    Ben genel kullanıma açık yaptım ve o aşamada açık kaynak bile değildi. TED و جعلته متاح للجميع ، , ولكن لم يكن نظام مفتوح في وقتها،
    Kanun adamları, sonunda beni vurmaya karar verdi, ...ama hiç de sürpriz olmadı. Open Subtitles اخيراً قرر القانون ان يأتي ويحصل علي ولكن لم يكن مفاجئا
    "Bunları sonra konuşuruz." dedi ama sonrası yoktu hiç olmadı! Open Subtitles قال إننا سنتكلم عن هذا لاحقاً ولكن لم يكن هناك لاحقاً الأمر لم يحدث قط وهكذا أنتهت
    Size veda etmek istediğine eminim. Ama hiç zamanı olmadı. Open Subtitles اسمعا، أعلم أنّه أراد توديعكما ولكن لم يكن هنالك متسع من الوقت
    Ama hiçbir zaman bu kadar yükseklere varmamıştık. Open Subtitles ولكن لم يكن مستوى الشهوة عالي هكذا
    Ama hiçbir zaman bu kadar yükseklere varmamıştık. Open Subtitles ولكن لم يكن مستوى الشهوة عالي هكذا
    Ama hiçbir zaman somut delil bulunamadı. Open Subtitles ولكن لم يكن هنالك أبداً دليل مادي
    ancak bu yakın zamanda olmayacaktı ve kiramın ödenmesi gerekiyordu. TED ولكن لم يكن ليحدث ذلك في أي وقت قريب، وكنت بحاجة لدفع إيجار المنزل.
    ancak takımımız videonun ne hakkında olduğunu düşünmüyordu. TED ولكن لم يكن فريقنا يفكر حقًا حول ماهية الفيديو.
    Ve mantıklıydı, ama üstünde düşünecek çok da vaktimiz yoktu. Open Subtitles وكانت منطقية ولكن لم يكن لدي الوقت للتفكير خلال ذلك
    Kendini koruduğunu söyledin ama o kamarada silah yoktu. Gidip baktım. Open Subtitles ولكن لم يكن هناك أي أسلحة في المقصورة، لقد ذهبت وبحثت
    (Gülüşmeler) İtiraf etmekten nefret ediyorum ama bu benim en kötü inişime yakın bile değildi. TED (ضحك) أكره الاعتراف بذلك، ولكن لم يكن هذا قريبا من أسوء هبوطٍ لي ولو قليلا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more