Özel güçlerin var ve artık evi terk ettiremem sana. | Open Subtitles | إنك تتمتع بقوى خارقة، ولم يعد بإمكاني أن آمرك بالمغادرة. |
Suç çeteleri fabrikaları yağmaladı ve artık kimse sisteme inanmıyordu. | Open Subtitles | العصابات الإجرامية نهبت المصانع ولم يعد أحد يثق في النظام |
Kafamda bir sürü soru var ve artık mahzende saklayamam onları. | Open Subtitles | لدي أسئلة كثيرة ولم يعد يمكنني حفظها بالملجأ |
Amerika'da artık küçük kasabalar kalmadı. | Open Subtitles | ولم يعد هناك أمريكا ولا المدن الصغيرة لا لا لا هل تعلموا ماذا هنالك؟ |
Baudji ile Mati'de artık aramızda değiller. | Open Subtitles | اليوم ابوة وامة أيضاً ماتو ولم يعد سوانا |
Annesi dün kahvaltıdan sonra çıktığını ve bir daha geri dönmediğini söyledi. | Open Subtitles | أمه قالت أنه غادر البارحة في الصباح الباكر.. ولم يعد من وقتها |
Yüz yıldır buradayım. Bu yoldan birçokları gitti ve hiçbiri geri dönmedi. | Open Subtitles | أنا هنا منذ مائة سنة ولقد سلك الكثير هذا الطريق ولم يعد أحد منهم ابدا |
ve artık kayıp bir adam yok, çünkü artık bir çantada, bir yerlerde. | Open Subtitles | ولم يعد لدينا الرجل الذى يدخلنا لانه فى حقيبة فى مكان ما |
ve artık sana hiç saygı duymuyorum... ve şimdi kahrolası yüzbin dolarımı istiyorum! | Open Subtitles | ولم يعد لدي أي أحترام لك بعد الأن وأريد 100.000دولار |
Hayır, duramazsın. Sen bir seks bağımlısısın ve artık sana daha fazla güvenemem! | Open Subtitles | كلا، أنت مدمن علاقات جسدية ولم يعد بإمكاني أن أثق بك |
ve artık kibarlık yapmıyorlardı. Ağır hapis cezaları veriyorlardı. | Open Subtitles | ولم يعد افراد الشرطة يستخدمون ايديهم بل يجرونك الى السجن مباشرةً |
Artık bir avukatın var ve artık hiçbir şey eskisi gibi değil. | Open Subtitles | انت لديك محام الآن ولم يعد الأمر كما كان في السابق |
Bizim stilimizin modası geçmiş ve artık kimse öyle kazı yapmazmış. | Open Subtitles | وبدون اتلاف اي شيء بالمكان واخبرني ان الطريقة التي نقوم بها هي ما قبل التاريخ ولم يعد احد يعمل بها |
Sanki beynimi yiyip bitiriyor ve artık doğru düzgün düşünemiyorum. | Open Subtitles | الأمر يبدو وكأن تلك الأحداث محفورة هنا. ولم يعد بإمكاني التفكير بصورة جيدة |
Bu tür özel konuları konuştuğum için özür dilerim ama siz İngiltere Kraliçesisiniz ve artık özel şey diye bir şeyiniz yok. | Open Subtitles | عذرا على الحديث في مثل هذه المسائل الحميمة ، ولكن انت ملكة انجلترا ولم يعد لديك خصوصية بعد الآن |
Tavrın korkunç takım adamı değilsin ve artık görmezden gelmeyeceğim. | Open Subtitles | سلوككِ سيء وليس لديكِ روح رياضية ولم يعد الأمر لابأس به |
Eninde sonunda insanlar olgunlaştı ve artık tanrılara gerek duymadılar. | Open Subtitles | ، في نهاية المطاف ، نمت الإنسانية ولم يعد وجود تلك الآلهة ضرورياً |
Evet, benimki de. Burnum da artık kanamıyor. | Open Subtitles | نعم، وكذلك صداعي، ولم يعد أنفي ينزف |
Evet, benimki de. Burnum da artık kanamıyor. | Open Subtitles | نعم، وكذلك صداعي، ولم يعد أنفي ينزف |
İsyancı grafitileri de artık yok. | Open Subtitles | ولم يعد هناك وجود للرسومات المحرّضة بعد الآن |
Garth amcam da o tarz bir yere gitmişti ve bir daha geri dönmedi. | Open Subtitles | عمي جارث ذهب الى واحد من هذه الامكان ولم يعد |
300 yıl önce, gözü pek bir adam çok tehlikeli bir yolculuğa çıktı, ve asla geri dönmedi. | Open Subtitles | منذ 300 سنة، خرج رجل جريء في رحلة محفوفة بالمخاطر ولم يعد منها أبداً. |
Dışarı çıkmasına izin vermiştim, ama henüz dönmedi. | Open Subtitles | تركته يخرج مبكرا ولم يعد بعد |
Ivan göz temasını sürdüremiyor, bildiği sözcükleri unutuyordu ve adını ve ona sorduğumuz her şeyi gürültü olarak algılıyormuşcasına yanıt vermiyordu. | TED | لم يستطع ايفان النظر في العين مباشرة، لقد فقد الكلمات التي كان قد حفظها، ولم يعد يستجيب عند سماع اسمه أو شئ يطلب منه. كما لو أن الكلمات أصبحت ضوضاء بالنسبة له. |