Bir keresinde korunun içinde bir ağacın yanındaydın düzgün şekilde atış yapabileceğin yer yoktu, bu yüzden bir başkasının sol ele uygun sopasını ödünç aldın... topu delikten 10 cm. öteye yolladın. | Open Subtitles | ولم يكن لديك مكان لكي تترجح بشكل .. جيد، لذا أستعرت مضرب يساريّ وضربت الكُرة 6 بوصات من الفتحة. |
Başka bir amacı yoktu başka bir planı yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن لديك دوافع خفية، لم يكن لديه على جدول الأعمال. |
Kendi sorunlarınla uğraşırken başkalarınınkini düşünmeye vaktin yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن لديك الوقت كي تحلل شياطين غيرك |
Gerçeklere pek fazla inancı yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن لديك الكثير الإيمان في الحقيقة. |
Bak ben olsam durmadan arabadan şikayet ettiğimi söylerdim sonra sen de beni gece kulübüne gönderdin ama bir de baktın ki şüpheli tam benim arkamdan giriyor takip etmekten başka şansın yoktu. | Open Subtitles | أترى، سأخبرها بأنني لم اتوقف عن الشكوى بداخل السيارة ولذا تركتني أدخل الملهى الليلي وأنك شاهدت المتهم يدخل ورائي ولم يكن لديك خيار ألا أن تتبعه |
Dans edilecek bir ritmi falan yoktu ama bazı anıları akla getiriyor. | Open Subtitles | ولم يكن لديك حقا للفوز هل يمكن الرقص على الرغم من ذلك، ولكنه يعيد ذكريات ممتعة من... |
daha önce onunla sorun yoktu | Open Subtitles | ولم يكن لديك مشكله معه من قبل. |
- Askerler nizamı bozdu ve kaçtı. Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لقد فر رجالنا، ولم يكن لديك خيار |
Senin hiç kimseye ve hiçbir şeye vaktin yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن لديك وقت للتسكع أو ما شابة. |
- Askerler nizamı bozdu ve kaçtı. Başka seçeneğin yoktu. | Open Subtitles | لقد فر رجالنا، ولم يكن لديك خيار |
Hayatımızı kurtardın. Başka şansın yoktu. | Open Subtitles | لقد أنقذتنا، ولم يكن لديك خيار مما فعلت |
Fazla vaktin yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن لديك متسع من الوقت. |
Yeterince kanı yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن لديك ما يكفي من الدم. |