aynı okula, kiliseye gitmişsiniz. Beraber balık tutarmışsınız. | Open Subtitles | ذهبتم لنفس المدرسة ولنفس الكنيسة وذهبتم للصيد معا حتى |
Sen ve Lester gerçekten garip paralel hayatlar sürüyorsunuz çünkü aynı tür telefon görüşmeleri yapmışsınız tam olarak aynı anda ve aynı sürede. | Open Subtitles | لابد أن حياتكما كانت متوازية بشكل غريب لأنكما كنتما تجريان نفس المكالمات الهاتفية ولنفس المدة وفي الوقت ذاته |
Ve bu ülkede yaşayan her kadında aynı sebepleri duyarsınız. | Open Subtitles | ولنفس الأسباب قد سمعتم .كل امرأة في هذا البلد تصرّح بنفس الشيء |
Diğer senaryoda da Bader perdenin arkasını gördüğünde onunlaydın, ve onu da, yine aynı sebepten öldürdün. | Open Subtitles | القصة الاخرى كنت مع بيدر عندما رأى وراء الستار ولنفس السبب بالضبط قمت بقتله |
aynı nedenle Tragerlar'a da anlatamazsın. | Open Subtitles | ولنفس السبب لن تستطيع تفسيرها لتراغيس |
Geçen sene ben de, adı neydi, tecavüz mağduruna aynı sebepten inanmamıştım. | Open Subtitles | في السنة الماضية لم أصدق اسمها! أقصد ضحية الاغتصاب.. ولنفس الأسباب |
aynı nedenden ötürü, artık onunla konuşmamalıyız. | Open Subtitles | ولنفس السبب، يجب أن نتوقف عن مخاطبته. |
Boyd'u korumak için yaptım. Devil'ı da aynı nedenden öldürmüştüm. | Open Subtitles | " فعلتها لحماية " بويد " ولنفس السبب قتلت " ديفل |
Fazla eğlenceli şey yapmamamızla aynı sebepten, yani sen. | Open Subtitles | ولنفس السبب لم نفعل الكثير من المرح stuff- - لك. |
Ve benzeri aynı sebeplerden. | Open Subtitles | ولنفس السبب ايضاً |
aynı sebepten geri dönüşüm kutusu da kullanmıyorum. | Open Subtitles | ولنفس السبب لا أقوم بالتكرير |
3:00'te yağmur yağacağını ya da Patterson'ın iki vuruşa, izin vereceğini bilmemle aynı sebepten. | Open Subtitles | ولنفس السبب عرفت بأن السماء ستمطر حوالىالساعةالثالثة... . أو أن (باترسون) مرَّ من خلال إثنان ضاربان لأجل فريق النمور |