"ولنْ" - Translation from Arabic to Turkish

• ve

Bu arada elde kalanları da avukatlara ve alacaklılara kaptırırız sonuçta elde bir şey kalmaz.
مع مرّورِ الوقـت سيأخـذ المحـامون حصصهـم، ولنْ يبقـى شيء.

Çünkü yaşlı ve şişkoyum. Bana iki kere bakmaz, değil mi?
لأنني مسنٌّ وبدينٌ ولنْ تنظر إلي تارةً أُخرى

Dağlar soyguncu dolu ve oraya tek başıma gitmem güvenli değil.
الجبال مملوءةٌ بقاطعي الطرق ولنْ يكون آمناً لي سفري وحيدةً

Yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama benim dünyam ve halkım hakkında hiçbir zaman anlayamayacağın bazı şeyler var.
أنظري , أعلم بأنكِ تريدين أيجاد أي وسيلةٍ للمساعدة , لكن هنالك أشياءٌ لا تستطيعين ولنْ تستطيعي فهمها عن عالمي

Aynı zamanda bizim rehberimiz olacaksın ve bundan kimseye bahsetmeyeceksin.
و في الوقت عينه ستكون دليلنا ولنْ تخبر أحداً

Ben de dedim ki, "Ben yaparım." Sonra dediler ki, "Alerjin var ve yapmayacaksın."
فقلتُ، "سأفعلها". فقالوا، "أنت تُعاني من الحساسيّة، ولنْ تفعل".

ve sonuncu o olmayacak.
{\fnAdobe Arabic}".ولنْ يكون الأخير أيضاً"

Düşüncelerim bir yere gitmiyor, ve hiç bir şey değişmeyecek.
-رأسي سيظل في مكانه ولنْ تتحرك الأرض هنا أيضًا .

- Kapanacak ve bir daha hiç açılmayacak.
ستنقطع ولنْ تعود مجدداً أبداً

lone yakında gelir ve seni ondan saklayamam.
آيون) ستصل بعد قليل ولنْ) يمكنني أنْ أُخبّئكَ عنها

Affedemem ve affetmeyeceğim.
لايمكنني العفو ولنْ أعفو.

ve bir yere gittikleri yok.
... ولنْ يذهبوا الي أي مكان

Anlaşmamızın bozulmasına katlanılamaz ve katlanmayacağız!
-خرق المعاهدة هذا لايمكن ولنْ يستمر .

Min-woo'yu kendi çocuğum gibi düşüneceğim ve ondan
سأعتبر مين وو كـ ابني ولنْ...

Min-woo'yu kendi çocuğum gibi düşüneceğim ve ondan
.سأفّكربـمينووكـابني ولنْ...