O güç anahtarını bulmam lazım ve hayır cevabını kabul etmiyorum. | Open Subtitles | يجب أن أعثر على مفتاح الطاقة ولن أقبل برفضك |
Bunu bir Cinnabon'la kutlamalıyız ve hayır cevabını kabul etmiyorum. | Open Subtitles | و يجب علينا الاحتفال بتناول السينابون، ولن أقبل رفضك |
Senden hoşlanıyorum, Sue Heck, ve hayırı cevap olarak kabul etmiyorum. | Open Subtitles | (إني معجب بكِ ، (سو هيك ولن أقبل بـ (لا) كجواب |
" Görevimi her zaman ilk sıraya koyacağım. Yenilgiyi asla kabul etmeyeceğim. | Open Subtitles | إنني دوماً أضع المهمة أولاً ولن أقبل الهزيمة قط |
Hasar görmüş hiçbir kutuyu kabul etmeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أقبل بأي صندوق حدث فيها ضرر، |
Parmağına dikiş atılması gerek ve "hayır"ı cevap olarak kabul etmiyorum. | Open Subtitles | أنت بحاجة لغرز، ولن أقبل بالرفض كإجابة |
Ben bir doktorum. Ve böyle mantık dışı açıklamaları kabul etmiyorum. | Open Subtitles | ولن أقبل تفسيرات غير منطقية |
Ve hayırı cevap olarak kabul etmiyorum. | Open Subtitles | ولن أقبل بالرفض. |
Bak, hayırı kabul etmiyorum. | Open Subtitles | -لديّ خاتمي، ولن أقبل بـ "لا" جواباً |
"Hayır"ı cevap olarak kabul etmiyorum. Tabii. | Open Subtitles | ولن أقبل الرفض من قبلك - لا... |
Bak, hayırı kabul etmiyorum. | Open Subtitles | -لديّ خاتمي، ولن أقبل بـ "لا" جواباً . |
"Hayır"ı cevap olarak kabul etmiyorum. | Open Subtitles | ولن أقبل "لا" جوابًا |
"Hayır" diye bir cevap kabul etmiyorum. | Open Subtitles | ولن أقبل الرفض |
Bunu kabul etmiyorum. | Open Subtitles | ولن أقبل بهذا |
Bir hristiyan, ve bunların aksi olan hiçbir şey hakkında suçlama kabul etmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا مؤمن ولن أقبل اتهامات بما يخالف هذا |
Ve hayırı cevap olarak kabul etmeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أقبل بكلا كأجابة |