Libby ile normale döndüğünüz gibi biz de çalışmamıza devam ederiz. | Open Subtitles | حالما تعود انت وليبي طبيعين معاً يمكننا ان نكمل عملنا سوياً |
Libby ve ben bu akşam Sam Duncan ile beraber yemek yiyeceğiz. | Open Subtitles | سنتناول أنا وليبي العشاء اللـــيلة مع ســــام دنكــان. |
Yani Libby ile bunu tartıştınız ve sen bunu ona böyle mi açıkladın? | Open Subtitles | إذن أنت وليبي ناقشتما هذا، وهكذا أوضحت الأمر لها؟ |
Ana Lucia ve Libby'yi gün batımında toprağa veriyoruz. | Open Subtitles | سندفن آنا لوسيا وليبي عن الغروب |
Ben sadece... düşünüyorum da belki istersen o zaman belki Jake'yi ve Libby'yi senin yerine götürebilirim. | Open Subtitles | لقد كنت... اعتقدت ربما, تعلم, اذا كنت تريد... ان اخذ جاك وليبي كما تعلم |
Uzun lafın kısası, şunu demeye çalışıyorum hem koşmak hem de sevmek, yüreklilik gerektirir ve Libby, doğruyu söylemek gerekirse, tanıdığım her insandan daha yürekli biri. | Open Subtitles | احاول ان ... ان الحب والجري يتطلبان قلب... وليبي لديها... |
Libby ile aranızda özel bir bağ vardı, değil mi? | Open Subtitles | كنت انت وليبي على عهد خاص , صحيح ؟ |
Dikkat etmeyeceğim şey ise senin, Libby'nin ve Betty'nin, istemediğimi söylediğim halde her nasılsa şu an cebimde olan parayı kazanmayı nasıl başardığınız. | Open Subtitles | ما لم أنظر إليه بشكل وثيق جداً هو كيف أنتِ وليبي وبيتي، تمكنتّن من در تلك الأموال، والذي قلت أنّني لا أريده، وقد دخـــــل جيبي على أية حـــال. |
- Erken gitti, Libby'le ben de... | Open Subtitles | ولكنّك قلت أنّك تناولت العشاء مع والدتك. غادرت مُبكراً وأنا وليبي قمنا... |
Libby'le tartışmadığımız şeyler var ve ben bunu açıklamakla ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | حسناً, هناك أمور أنا وليبي... لا نناقشها, وأنا... إنّني لست مهتم بتفسير ذلك، |
Libby bir hataydı. | Open Subtitles | وليبي كانت بالخطأ |
Libby'yle bu konuda anlaştık. | Open Subtitles | أنا وليبي متفقتان على هذا. |
Libby'yle yeniden uzlaşmayı düşünüyoruz. | Open Subtitles | أنا وليبي نفكّر في الصلح. |