Ve bu yüce tanrıçayı somutlaştırmak için Galton kutusundan daha iyi bir yol yok. | TED | وليس هناك من طريقة لتجسيد تلك الإلهة الأرفع أفضل من لوح غالتون. |
Park alanında boş yer yok, ama sürücü bunu nasıl bilsin? | TED | وليس هناك من مواقف اصطفاف متوفرة في المنطقة، ولكن كيف عساه أن يعلم ذلك؟ |
Kendi hayatınızda çok fazla şey öğrenemezsiniz, hayat çok kısa. Ve öğrendiklerinizi aktarabileceğiniz kimse yok. | TED | لا تستطيع تعلم الكثير في حياتك الخاصة، لأنها قصيرة. وليس هناك من تمرر له ما تعلمته. |
Ayni grupta hiç ölü donör yok. | Open Subtitles | وليس هناك من المتبرعين الموتى ما يناسبها |
Kimse ölmedi, felaket yok. Dur artık, tamam mı? | Open Subtitles | لم يمت أحد وليس هناك من أزمة, توقف إتفقنا؟ |
Tüm bu yıl berbat oldu ve kimsenin umursadığı yok! | Open Subtitles | هذا العام بأكمله كان مريعاً وليس هناك من يهتم حتّى! |
Bugün olmaz, Anne. Bugün at yok. | Open Subtitles | أنا الآن أرملة وليس هناك من يستطيع إكراهي على شيء |
Bize büyük gelebilecek bir rakamı yazabilmenize imkân yok. | Open Subtitles | وليس هناك من رقم تقوم بتنصيصه قد يكون كبيراً |
Düz bir adam olmanın kuralları yok. | Open Subtitles | وليس هناك من قواعد عن كيف تكون رجل معتدل |
Bir arama yaptık. New York'ta Dr Holmes yok. | Open Subtitles | لقد سألنا عنك وليس هناك من يدعى دكتور "هولمز" فى نيويورك |
Bize bağlı internet sitesi yok. | Open Subtitles | وليس هناك من مواقع إليكترونية مخصصة لنا |
- Bu işi onun yapmış olabileceğini belirten hiçbir şey yok değil mi? | Open Subtitles | وليس هناك من دليل يمكنأنيشير.. -انه هو القاتل؟ لا شيئ على الإطلاق؟ |
Başka olanak yok. - Ben bir tane biliyorum. | Open Subtitles | وليس هناك من حل آخر - عندي حل آخر - |
Başında da kimse yok. Çabuk gidelim. | Open Subtitles | وليس هناك من يحرسها ، هيا بنا |
Nasıl yani, hiç para yok mu? | Open Subtitles | انتظر، وليس هناك من المال؟ |
Evet, hiç şüphe yok. | Open Subtitles | أجل,وليس هناك من خطأ في ذلك |
Bu partiye girebilmemizin hiçbir yolu yok. | Open Subtitles | وليس هناك من طريقة للدخول |
Dr. Hartman tek ümidim, ve bana bakması için hiçbir yol yok. | Open Subtitles | دكتور (هارتمن) أملي الوحيد وليس هناك من طريقة لجعله يراني |
Öyleyse bitmesi için herhangi bir neden yok. | Open Subtitles | وليس هناك من سبب ان ينتهي ذلك |
Gideceğimiz yer çok uzak ve yeteri kadar oda yok. | Open Subtitles | المكان بعيد وليس هناك من مكان |