Aynı zamanda fazlasıyla kendi kendine öğrenen biriydi Ve her şey gibi bunu da gösterişli bir şekilde yaptı. | TED | كما كان متعلم ذاتي من الدرجة القصوى، ومثل كل شيء آخر، أنه فعل ذلك بأسلوب ضخم. |
Ve her yıl her peri masalı gibi bu hikâye de daha karmaşık ve daha tuhaf bir hâle bürünüyor. | Open Subtitles | ومثل كل قصة حوارى تظهر فان القصة تتحول إلى أكثر تعقيداً وتكبر |
Ve her prenses hikayesinde, kötü bir kraliçe çıkar. | Open Subtitles | ومثل كل حكايات الأمراء لابد من وجود ملكة شريرة |
Siz İtalyan olan şeylere karşı doğal olarak çekiliyorsunuz, tıpkı bizim Ve tüm dostlarımızın olduğu gibi. | Open Subtitles | أنت بطبيعتك تنقاد إلى الأشياء الإيطالية, مثلنا ومثل كل أصدقائنا |
Bir savaşın içindeydik Ve tüm savaşlardaki gibi kayıplarımız oldu. | Open Subtitles | اعلم اننا كنا في حرب ومثل كل الحروب، كان لدينا جرحى |
Ve her iyi casus gibi bir davayı bıraktığımda... onu boş bırakmak... istiyorum. | Open Subtitles | ومثل كل جاسوس جيد عندما أتولى قضية احب ان أتركها فارغه |
Ve her romantik komedide olduğu gibi o özel kişi tam yanı başımdaydı. | Open Subtitles | ومثل كل فلم رومنسي\كوميدي تؤام روحنا كان أمام وجهنا طوال الوقت |
Bende bir zamanlar çocuktum Ve her çocuk gibi... | Open Subtitles | ذات مرة كنت صبيا ، ومثل كل الأولاد... |
Ve tüm ağır nesneler gibi, o da aslında zamanı yavaşlatıyor. | Open Subtitles | , ومثل كل الأشياء الثقيلة إنها في الواقع تبطئ الزمن |
Ve tüm büyük hayaller gibi, ...bu hayalde benim için sona gelindi. | Open Subtitles | ومثل كل الاحلام الكبيرة يجب ان تنتهي حتى بالنسبة لي |
Ve tüm diğer diktatörler gibi gücünü yitirmekten korkuyorsun. | Open Subtitles | ومثل كل دكتاتوري تخشى أن تفقد من سلطتك |