"ومريحة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve rahat
        
    • ve samimi
        
    • rahat bir
        
    • ve rahatlatıcı
        
    Eski bir modeli yapacağız. Sıcak ve rahat bir hava verecek. Open Subtitles نحن ذاهبون مع نظرة عتيقة، والتي سوف تعطي نظرة دافئة ومريحة.
    Tıbbi marihuana onlara hastalıklarını verimli, etkili ve aynı zamanda etkin ve rahat bir şekilde yönetmelerine olanak sağlıyor. TED وسمح لهم تدبر صحتهم بطريقة كانت مثمرة ونشطة وفعالة ومريحة بالنسبة إليهم.
    Sana güzel, huzurlu ve rahat bir gece hazırlamanı söylemiştim. Open Subtitles أخبرتك أن تحصلي على ليلة لطيفة ومريحة وعادية
    Gidebileceğimiz buraya yakın hoş ve samimi bir yer biliyorum. Open Subtitles هناك مكان الذي نحن يمكن أن نذهب قرب هنا. نيس ومريحة.
    İşleri sizin için güzel ve samimi hale getirebiliriz. Open Subtitles نستطيع أن نجعل الأمور لطيفة ومريحة لكم.
    Bir tatil eğlenceli ve rahatlatıcı olmalı. Open Subtitles من المفترض أن تكون العطلة ممتعة ومريحة
    Aslında birçok insan evde doğumun daha iyi olduğunu savunur çünkü anne sıcak ve rahat bir ortamdadır ve sevdiği insanlar kendisiyle ilgilenir. Open Subtitles أتعلم، يعتقد الكثيرين بأن الولادة المنزلية أفضل لأن الأم تتواجد بذلك في بيئة دافئة ومريحة حيث يرعاها أُناس طيبون.
    Eskiden duvarların içinde, sakin ve rahat bir hayatımız vardı. O zamanları geri istiyorum. Open Subtitles حياة واحدة هادئة ومريحة داخل الجدار اريد العودة
    Çocuklar bize bu mesajları atıyorlar çünkü mesajlaşma onlara çok tanıdık ve rahat ve bize mesaj atmalarının tek sebebi de etrafındakilerin onlara yardım etmemeleridir. TED والأطفال يرسلون لنا مثل هذه الرّسائل لأنّ المراسلة مألوفة ومريحة بالنسبة لهم, ولأنّه لا يوجد مكان آخر يتوجهون إليه فأصبحوا يرسلون تلك الرسائل إلينا.
    Gürültülü ve parlak ışıklı hastane köşelerinin aksine buradaki odalar sakin ve rahat ve aileler için yaşam alanları var. Dinlenme bahçeleri var ve fiziksel engelleri olan çocuklar için özel yapıların olduğu, şahane bir açık hava oyun alanımız var. TED بدلًا من أجنحة المستشفى المشرقة المزعجة غرف الأطفال هادئة ومريحة وتحوي مساحات معيشية فعلية لعائلاتهم حدائق طبيعية وملاعب خارجية جميلة مع هياكل خاصة للأطفال ذوي العوائق الجسدية.
    Lars'ın yaşamı, şüphesiz çok kısa olacaktı, haftalarla sınırlıydı, fakat sakin ve rahat olacaktı. TED كانت حياة "لارس" قصيرة، ومن المؤكد، إنها مجرد أسابيع، لكنها كانت هادئة ومريحة.
    İşte, güzel ve rahat. Sıfır-sıfır-sıfır. Open Subtitles هيّا، إنّها جميلة ومريحة ودافئة.
    Güzel, rahat bir hayat, bilirsin. Open Subtitles الشاطئ الجنوبي. أعيش حياة جميلة ومريحة كما تعلم
    Derin ve rahatlatıcı bir trans haline geçmiyorsun. Open Subtitles لن تدخلي بحالة تنويم عميقة ومريحة
    Çocuklar! Etraf samimi ve rahatlatıcı olsun istedik. Open Subtitles لقد أرادنا أن نجعل البيئة دافئة ومريحة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more