Büyük, gürültülü, kalabalık, her saniye değişen bir ekrana beş santim öteden bakmamızın hayatımız olduğunu düşünüyoruz. Ben öyle düşünüyorum. | TED | وأعتقد أن العديد منا لديه هذا الإحساس، أنا متأكد أننا نقف على بعد إنشين من شاشة ضخمة، صاخبة ومزدحمة ومتغيرة في كل ثانية، وتلك الشاشة هي حياتنا. |
Kalacak yerler çok kalabalık, çalışma saatleri çok uzun... bilirsin, "bu adam" olmayı sevmem ama... birkaç gözetmen ırkçı konuşmalar yapıyor. | Open Subtitles | - ماذا؟ نعم، ومزدحمة جدا الفصول، ساعات طويلة، و، اه، كما تعلمون، أنا لا أحب أن يكون "هذا الرجل" |
Şarap Bar çok kalabalık ve gürültülüydü. | Open Subtitles | حسناً ، منصة النبيذ كانت مزعجة ومزدحمة |
Sonra da daha kalabalık bir semte geçtiğinde polise ihbar edeceğiz. | Open Subtitles | وعندما يصل لمنطقة أفضل ومزدحمة |