"ومنحني" - Translation from Arabic to Turkish

• verdi
• bana

Daha yeni oldu ve bana mutluluk verdi.
الأمر حدث تلقائياً. ومنحني الأمر شعوراً بالفرح.

Usta gerçekçi oldu, bana koca adamı verdi.
الحكيم انزلني الى الارض ومنحني الى رجل كبير

Sana ihanet edecektim ve bu üç çocuk, bana bunu yapacak cesareti verdi.
كنت سأخونك، ومنحني هؤلاء الأطفال الشجاعة للقيام بذلك.

Bir köpek yüzümü aldı ve dünyayı değiştirmek için bana daha iyi bir yüz verdi:
في "كلب أخذ وجهي ومنحني وجهاً أجمل لتغيير العالم"

Numarayı bana vermek için can atıyordu.
ومنحني رقم جواله كان يتحرق حتى أحصل عليه

Sonra da iyi bir adam beni bulup bana bir amaç verdi.
ولكن بعدئذٍ وجدني رجلٌ طيّب ومنحني... هدفًا.

Seçme yetisi verdi. İlaç almamayı seçtim.
ومنحني القُدرة على الأختيار

bana ikinci bir şans daha verdi.
ومنحني فرصة أخرى

Ve bu adam bana bir şans verdi.
ومنحني ذلك الرجل فرصة

Hastings ile konuştum; geçiş iznimi verdi, Jim.
لقد تحدثت إلى (هاستينغز) ومنحني الترخيص يا (جيم)

Umutsuzca bir şeylerin peşindeydim ve Rufus kapısını açıp bana ikinci bir şans verdi.
كُنتُ علي وشك فعل شئ بائس. لكن (روفس) فتح بابه لي، ومنحني فرصة ثانية.

Hastings ile konuştum, bana izin verdi Jim.
تحدثت إلى (هاستينغز) ومنحني الترخيص

Hastings ile konuştum. Geçiş iznimi verdi, Jim.
تحدثت إلى (هاستينغز) ومنحني الترخيص

Ve Tendulkar bana şöhret verdi.
ومنحني (تيندولكار) الحظ.