Git sen de bağışla. Sonra portakal, muz veriyorlar. | Open Subtitles | اذهب وتبرع بـ الدماء وستحصل على برتقال وموز |
Büfe tabağı 12.50 dolar. Şeftali, erik, portakal ve muz var. | Open Subtitles | الطبق الواحد يكلف 12.5 دولار فيه خوخ وبرتقال وموز |
Son yemeği de keten tohumu, yaban mersini ve muz. | Open Subtitles | مممم, ووجبته الأخيرة ؟ كتّان وعنب بري وموز. |
Bir sürü corn dog*, sosisli biberler, soğan halkaları, churro'lar* pamuk şekeler ve çikolatalı muzlu dondurmalar olacak. | Open Subtitles | وسجق, وفلافل, وبصل, وشيروز وحلوى القطن, وموز مجمّد مغموس في الشوكولا |
Ben bir parça Tutku Meyvesi*... ve muzlu kek* istiyorum ve belki biraz da Nutty Butter Buddy. | Open Subtitles | اريد ان اتذوق الفواكه العاطفية وموز البريكل |
Pekala. Kök birası, muz ve tuvalet kağıdı. Yüzde elli şehir dışı vergisi. | Open Subtitles | %جعة جذور وموز وورق مرحاض ، 50 ضريبة الأغراب عن البلدة |
Yerfıstığı ezmesi, jöle ve muz. | Open Subtitles | فستق بالزبد جيلى وموز |
Portakal ve muz. | Open Subtitles | عصير برتقال وموز |
Peynir, muz ve biraz-- | Open Subtitles | جبن وموز وقليل من... اللعنة |
Richard, bak muz! | Open Subtitles | وموز .. |
Sizin için de bir elma ve bir muz. | Open Subtitles | تفاح وموز لك. |
Şans dilemeye ve fıstık ezmeli, muzlu sandviç vermeye gitmiştim. | Open Subtitles | - - مررت لأتمنى له حظاً طيباً و اعرض عليه شطيرة فول سوداني وموز |