Ve arkada şu yüksek sesli, heyecanlı müzik çalar. Şu çılgınca parça. | TED | وهناك تلك الأصوات المرتفعة ، وموسيقى الإثارة الخلفية ، كل تلك الموسيقى الصاخبة. |
Diğer müzik grupları, country şarkıcıları, dini müzik, funk, rap ve stand up komedi, Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var. | TED | وهناك فرق شابة أخرى ومغنيو كونتري وموسيقى غوسبل وفنك وراب وستاند أب كوميدي، وحتى أن هناك قسم كامل عن المخدرات والنكت. |
Ses ve video yazılımları kullanılarak kayıtlardaki hatalar çıkarılır ve ses efektleri ve müzik eklenir. | TED | باستخدام برامج صوتية وبرامج فيديو، أزيلت الأخطاء الواردة في التسجيلات وأضيفت مؤثرات صوتية وموسيقى. |
Bana kalsa arkadaşlarımla pizza ve müziği yeğlerim. | Open Subtitles | إن كانت الأمر عائداً إلي كان سيكون هناك بيتزا وموسيقى صاخبة مع أصدقائي |
İçki müptelaları için de, melankolikler için de müzikleri var hastalık hastaları için bile var. | Open Subtitles | لديهم موسيقى للمدمنين وموسيقى للمكتئبين وموسيقى للمرهقين |
Erkekler, kızlar ve müzik. Cine neden ihtiyaç duyarlar? | Open Subtitles | شباب وفتيان وموسيقى لمَ سيحتاجون للشراب؟ |
Hayır evlat, tek bir damla bile. Erkekler, kızlar ve müzik. | Open Subtitles | شباب وفتيان وموسيقى لمَ سيحتاجون للشراب؟ |
Cumartesileri neşelenmek için gürültü, gezinti ve müzik gibisi yoktur. | Open Subtitles | انت تعلم ، ليس هناك شيء كالزحمة والفوضى وموسيقى ليلة السبت ورفع معنويات الصديق. |
Dans salonları, müzik, elektrik, ışıklandırma vardı. | Open Subtitles | كان لديهم مراقص وموسيقى وإنارات كهربائية |
Adamlar bu işi otoparklarda yapıyor, hayvanlar, at sürmeler, müzik. | Open Subtitles | ينظمونه في ساحات ركن السيارات مع ركوب حيوانات وموسيقى |
Seksi bir müzik ve küçük bir ateş fikrini değiştirmesine sebep olabilir. | Open Subtitles | هاا وموسيقى مثيرة من المدفأة ـ سوف تغير رأيها |
Her gece happy hour ve canlı müzik vardır. Caz sever misiniz? | Open Subtitles | لديهم أوقات خاصة رائعة وموسيقى حيّة، هل تحبّ موسيقى الجاز؟ |
Her gece happy hour ve canlı müzik vardır. Caz sever misiniz? | Open Subtitles | لديهم أوقات خاصة رائعة وموسيقى حيّة، هل تحبّ موسيقى الجاز؟ |
Kimse bundan bir zarar gelmesini beklemez. İçine haritalar, müzik materyalleri ve bazı örnekler koydum. | Open Subtitles | لم نتوقع أن تعود بنتيجة، لكنني وضعت بها خرائط وموسيقى وعينات |
Küba'nın coşkulu kültürü ve müziği dünya çapında ünlüdür. | Open Subtitles | ثقافة وموسيقى كوبا الحيوية مشهورة حول العالم. |
Bunun gibi bir eser yazmaktan, reklam müziği ve çocuk şarkıları bestelemeye nasıl düştün? | Open Subtitles | كيف تترك تأليف شيء مثل هذا وتذهب الى الاناشيد وموسيقى الاطفال؟ |
Sanatı ve müziği oluşturan armonik dokulara ilişkin sorular sorar. | Open Subtitles | سوف يطرح أسئلة عن الأنماط التوافقية هذا يخلق فن، وموسيقى معهد الدراسات المتقدمة |
Fakat hemen ardından zaferler, savaş müzikleri sürekli çalan askerî marşlar... | Open Subtitles | لكن سرعان ما ظهرت أغانى الأحتفال بالأنتصارات وموسيقى المارشات العسكرية كان المذياع يبثها طوال اليوم |
Big band, klasik, caz ve Noel müzikleri var. | Open Subtitles | لديه الفرق الكبيرة، والكلاسيكية الجاز، وموسيقى عيد الميلاد |
Çiçeğiyle, yemeğiyle, müziğiyle. Sadece bir günde. | Open Subtitles | "تعرفين ازهاراً خاصة بـ "الفيس وطعاماً وموسيقى كل ذلك في يوم |
Bakire olmana şaşırmadım. | Open Subtitles | وموسيقى وافلام |