Yardıma ihtiyaç duyduğunu biliyordum ama o ara elimden geleni yaptığımı düşündüm ve o zamandan beri bu kararımdan pişmanlık duyarım. | Open Subtitles | عرفت أنه يحتاج إلى مساعدة , لكنني وقتها شعرت أنني فعلت كل ما بوسعي, وندمت على هذا الشعور منذ ذلك الوقت. |
Aptalca hareket ettim ve karının yasını düzgün bir şekilde tutmanı engellediğim için pişmanlık duyuyorum. | Open Subtitles | لقد تصرفت بحماقة وندمت أنني لم أمنحك الفرصة لتحزن على زوجتك |
Doğrudur, tereddütleri oldu. Kendisini bu ifadeyi vermeye iten bir pişmanlık oldu. | Open Subtitles | صحيحٌ أنّها انتبهت، وندمت واضطرّت لتقديم هذا البيان. |
Ben dövmemi 29 yaşımda yaptırdım, ve hemen pişman oldum. | TED | لقد رسمت وشمي في عمر 29 ، وندمت على ذلك على الفور. |
Evet pişman oldum, kötü bir tercihti. Ama en azından bir seçimdi. | Open Subtitles | اخترت في مرة أن تغادر باريس وندمت على اختيارك أليس كذلك نعم، كان قرار سيئا |
pişmanlık duyduğun bir şey yapmadığından emin misin? | Open Subtitles | أمتأكد من أنه لا يوجد شيء قمت به وندمت عليه؟ |
Haklısın Victor. Zayiattın sen ve bundan pişmanlık duydum. | Open Subtitles | لست مخطئاً يا (فيكتور) كنت ضرراً جانبياً وندمت عليه |
Çünkü en son fahişeye sormayı unuttum ve yaşadığıma pişman oldum. | Open Subtitles | لم أطرح السؤال على آخر بائعة هوى كنت معها , وندمت على ذلك |
Uzun zamanımı aldı ama sonunda hata yaptığımı anladım. Verdiğim karardan pişman oldum. | Open Subtitles | تطلّب الأمر وقتاً لكنّي أدركت أنّه خطأ وندمت على قراري |
Ve birinden pişman oldum bile. | Open Subtitles | وندمت على واحدة منها |
Ama pişman oldum. | Open Subtitles | وندمت |