"ونظارات" - Translation from Arabic to Turkish

    • gözlüğü
        
    • gözlük
        
    • gözlüklü
        
    • gözlükler
        
    • gözlüğüyle
        
    Cüzdanında 50 papel, Güneş gözlüğü ve birkaç anahtar. Open Subtitles وجدت في محفظته 50 دولار ، ونظارات وبعض المفاتيح
    Kapıya gelen adam güneş gözlüğü ve beysbol şapkası takmıştı. Open Subtitles رجل التوصيل كان يلبس قبعة بيسبول ونظارات شمسية
    Ve gözlük mercekleri... 17. yüzyıl ortalarında kullanılmaya başlandı. Open Subtitles ونظارات ثنائية البؤرة لم تخترع حتى منتصف عام 1700
    Pek çok el ve parmak izi var. Bir ayakkabı teki, gözlük. Ayrıca katledildiğine inanmıyorum. Open Subtitles هنا آثار للأيدي وحذاء مفقود ونظارات ولا زلت أعتقد أنها لا زالت على قيد الحياة لأنه لن يقتلها في السـيارة
    Carlotta'nın saçının biçiminde koyu renk peruk takmış, gözlüklü ve siyah giysili Open Subtitles بمساعدة باروكة سوداء تشبه شعر شارلوتا ادامز, وفى فستان اسود ونظارات سوداء,
    Kafkasyalı erkek,orta yapılı, Kırmız beysbol kepli, güneş gözlüklü. Open Subtitles بنية المتوسطة ، ذكر قوقازي بقبعة بيسبول حمراء ونظارات شمسية
    Ayrıca, onlara emniyet yelekleri, eldivenler, yağmurluklar ve şehri yüksek çözünürlükte görmeleri için gözlükler veriliyor. Carroçaları da bu arada mükemmel gönüllülerimizce yenileniyor. TED بالإضافة، فإن جامعي النفايات يستلمون أيضا قمصانا وقفازات واقية ونظارات شمسية ومعاطف واقية من المطر حتى نرى المدينة بحق في حين أن عرباتهم تُرمم عن طريق متطوعينا الرائعين.
    Ben burada son model dalış aletlerimleyken, o sadece iç çamaşırı ve tahta gözlüğüyle dalıyor.. Open Subtitles كنتهنامع بزةالغطسالحديثة، وكان يسبح مع زوج من السراويل التحتية ونظارات خشبية.
    Herkes birer eldiven ve koruma gözlüğü alıp beşerli gruplara ayrılsın ve laboratuvarın yolunu tutsun lütfen. Open Subtitles كل واحد رجاءً يأخذ قفازاً ونظارات واقية ويدخل في مجموعة من خمسة افراد لاجراء التجربة ، رجاءً
    Adamlar dar kot giyip kapalı yerlerde güneş gözlüğü takıyor. Open Subtitles وتجد بعض الحمقى يرتدون بناطيل جلدية ضيقة ونظارات شمسية بداخل البنايات
    Pekala, cankurtaran yeleği, havlu, güneş gözlüğü, güneş kremi aldık. Open Subtitles حسنا , لدينا سترات النجاه ومناشف وملابس للطفل ونظارات شمس كريم للشمس و"برايان" جلب اشيائه
    Gri iş pantolonu, beyaz bir tişört, mavi bir kapüşonlu bir şapka ve güneş gözlüğü vardı. Open Subtitles كنت أرتدي بنطال رمادي قميص أبيض، ومعطف ذو قلنسوة... قبعة ونظارات شمسية
    İçerde hafif ışık, dışarıda koyu camlı güneş gözlüğü.. Open Subtitles ونظارات سوداء في الخارج
    Her buluşmamızda beyzbol şapkası ve gözlük takıyordu. Open Subtitles . كان يرتدي قبعة ونظارات شمسيّة كلّما نلتقي
    Balyalar hâline getirilen kadın saçları, eritilen altın dişler takma kol ve bacaklar ile gözlük camları Almanların geri dönüştürdüğü şeylerdi. Open Subtitles فشعر النساء يعبئ فى بالات الأسنان الذهبية يتم إذابتها الأطراف الصناعية ونظارات الرؤية كان يعاد تصنيعها لصالح ألة الحرب الألمانية
    Eğer sakalını tıraş edip, dövmelerini silip kovboy çizmelerinden kurtulup saçını kestirip, bir çift de gözlük verseydiniz Mickey'e çok benzerdi. Open Subtitles اذا حلقت لحيته وازلت الوشوم تخلصت من احذيته الطويلة والاثقال التي فيها واعطيته قصة شعر ونظارات...
    gözlüklü ve siyah kazaklı bir adam? Open Subtitles رجل يرتدي سترة سوداء ونظارات..
    İki görgü tanığı şapkalı ve güneş gözlüklü bir erkek olduğunu söyledi. Open Subtitles انه ذكر كان يرتدي قبعة ونظارات شمسية
    Şimdi de gözlüklü vajina oldu. Open Subtitles إذا الآن مهبل ونظارات
    Streç dansçı giysisi giyip, gözlükler taktıktan sonra kendilerine Yeni Delhi Power Rangers diyorlar. Open Subtitles لقد كانوا يلبسون ملابس ضيقة ونظارات سباحة :ويطلقون على أنفسهم "(حرّاس قوى (نيوديلهي"
    Bir şapka ve güneş gözlüğüyle plak kapağında oturan onunla bir kaydından başka, elimizde herhangi bir bilgi yoktu. Open Subtitles لم تكن هناك أي معلومات . باستثناء صورته جالسا على الغلاف . يرتدي قبعة ونظارات شمسية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more