Ve sonra da aptal geleneği yerine getirmedim. Yani söylememen gerek şeyi söyleyince, söylemen gereken sözler falan. Ve işte buradayım. | Open Subtitles | ولم أقم بتلاوة تلك الطقوس الغبيّة التي كان عليّ تلاوتها, وها أنا ذا هنا. |
Ama menejerim bir yayıncıya yolladı ve işte buradayım. | Open Subtitles | بأسره، لكن قام مـُدير أعمالي بإعطاؤه للناشر، وها أنا ذا |
Ben de işten ayrıldım ve anneme bir not bıraktım. - Ve işte buradayım. | Open Subtitles | ناسبني الأمر، فاستقلت من وظيفتي وتركت ملاحظة لأمي، وها أنا ذا هنا |
Ama buradayım işte. | Open Subtitles | وها أنا ذا. |
Biraz dövüş, biraz hapis ve işte buradayım. | Open Subtitles | لقد تطورت الأمور، وتم الحكم عليّ، وها أنا ذا هنا. |
Ama belli ki kader ve oksijen müdahale ettiler ve işte buradayım. | Open Subtitles | لكن علام يبدو أن القدر والأكسجين تدخّلا بالأمر وها أنا ذا |
Söyleyeceğim dedim ve işte buradayım. | Open Subtitles | قلت أنني سأفعل ذلك، وها أنا ذا. |
Bir çek yazdın ve işte buradayım. | Open Subtitles | كتبت شيكاً, وها أنا ذا |
İşte buradayım. Haklıydınız. Bennett törende tedirgin etti. | Open Subtitles | وها أنا ذا - لقد كنتَ محقاً، لقد ضايقني (بينيت) بالجنازة - |
Halkımdan seni bana getirmelerini istemişsin. İşte buradayım. | Open Subtitles | -سألتَ قومي أن يحضروكَ إليّ وها أنا ذا |
Bay Bennet birkaç evrak işini halletti ve işte buradayım. | Open Subtitles | لقد زور السيد (بينيت) بعض الأوراق وها أنا ذا |
Ve işte buradayım. | Open Subtitles | -وأوصلتني السفارة للديار وها أنا ذا . |
Ve işte buradayım. | Open Subtitles | وها أنا ذا |
İşte buradayım. | Open Subtitles | وها أنا ذا. |
İşte buradayım. | Open Subtitles | وها أنا ذا. |