"وهددت" - Translation from Arabic to Turkish

    • tehdit ettin
        
    • tehdit etti
        
    • kükreyen
        
    • tehdit ettim
        
    Sarhoş oldun, kavga ettiniz ve onu ölümle tehdit ettin. Open Subtitles كنت قد حصلت على سكران لكم ، قتال وهددت بقتله.
    Çünkü geçtiğimiz gün içinde Başkan'a karşı geldin, istifanla tehdit ettin. Open Subtitles لأن الأيام الماضية قاومت الرئيس وهددت بإستقالتك
    - Evime gelip firmamı tehdit ettin. Open Subtitles حضرت إلى منزلي وهددت شركتنا * يقصد بالمنزل مكان عمله *
    O da, onlara Edward Snowden'ı salmakla tehdit etti ve onlar da geri dönüş olarak intikamlarını, onu çifte ajan/terörist olarak ilan ederek aldı. Open Subtitles وهددت ليذهب كل إدوارد سنودن عليها وأنها ردت من خلال الدوران لها هو عميلا مزدوجا خفض إرهابي.
    Babamı tehdit etti. Babam bu yüzden öldü. Open Subtitles وهددت والدي والآن هو ميت بسببها
    Batiatus öldüğünde bu gayeyle kükreyen o eski hâlin gibi! Open Subtitles كما قلت لنا من قبل وهددت حينما سقط (باتياتوس)
    Sizi ilk gördüğümde, öfkemin beni yönetmesine izin verdim, ve hayatınızı tehdit ettim. Open Subtitles عندما رأيتكَ، تركت غضبي يسيطر علي، وهددت حياتكَ
    - Evime gelip firmamı tehdit ettin. - "Evin" mi? Open Subtitles حضرت إلى منزلي وهددت شركتنا * يقصد بالمنزل مكان عمله *
    Ailemi çaldın, k öpeğimi tehdit ettin... Open Subtitles سرقت ابى وامى وهددت كلبى
    Bizi iflas ettirmekle tehdit edip 38 insanın ölümüne sebep olan PR operasyonu gibi bir operasyonla Neal'i radikale çevirmeyi tehdit ettin. Open Subtitles وهددت بإفلاسنا وقمت بذات العملية التي أدّت لمقتل 38 شخص وحوّلت (نيل) إلى متطرّف.
    Yüzüme yumruk attın ve hayalarımı koparmakla tehdit ettin! Open Subtitles لكمتني في الوجه وهددت بقطع خصيتي!
    İfşa etmekle mi tehdit ettin? Open Subtitles وهددت بفضحه؟
    Ama Robyn reddetti ve "anne"yi de konuşmakla tehdit etti. Open Subtitles ولكن روبين رفضت , وهددت بفضح ماما
    Sokağın ortasında durup KGB diye bağırmakla tehdit etti. Open Subtitles وقفت في الشارع, وهددت بالصراخ بـ"الاستخبارات الروسية."
    Marly yumurtayı gösterdi, seni ifşa etmekle tehdit etti. Open Subtitles (مارلي) أظهرت (البيضة) ، وهددت بفضح الأمر.
    Batiatus öldüğünde bu gayeyle kükreyen o eski hâlin gibi! Open Subtitles كما قلت لنا من قبل وهددت حينما سقط (باتياتوس)
    Yalvardım, tehdit ettim. Ona ulaşamadım. Open Subtitles توسلت وهددت لم أستطع أقناعه
    Ben de Koç DiNardo ile konuşup onu kupalarımı geri almakla tehdit ettim. O da benimkini sizden birisiyle değiştirmeye ikna oldu. Open Subtitles لذا تحدث للمدرب (ديناردو) وهددت أن آخذ أشيائي، لذا وافق على أن يبدل خاصتى بواحدة منكن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more