Hemen ameliyata alındı, yani bu iyi bir şey. | Open Subtitles | لقد أدخلناها الجراحةَ بسرعة، وهذا جيّد |
Birlikte vakit geçiriyorlar. bu iyi bir şey. | Open Subtitles | إنّهما يمضيان الوقت معاً وهذا جيّد |
Onlar aramızda en güçlü ve en hızlı olanlar. bu iyi bir şey çünkü çünkü eğer kapı kapanmadan geri dönemezlerse tüm gece kalacaklar. | Open Subtitles | إنّهم أقوانا وأسرعنا وهذا جيّد لأنّهم إنْ لمْ يستطيعوا العودة قبل إغلاق الأبواب... |
Durumun sağlam görünüyor, ki bu iyi. | Open Subtitles | ...تبدو مستقراً جداً، وهذا جيّد |
Son taramadan bu yana büyümemiş gibi görünüyor, yani bu iyi haber. | Open Subtitles | {\pos(194,215)} يبدو أنّ حجم الأورامِ لم يكبر منذُ ظهورِ الورمِ الاخير، وهذا جيّد |
bu iyi bir şey. | Open Subtitles | وهذا جيّد بالنسبة لي. |
Aralarında bir zıtlık var, bu iyi ama burada Frank onlara karşı, o da kafasına kurşun yedi. | Open Subtitles | هناك تضارب في المعلومات وهذا جيّد. ولكن... لا تزال كلمتهم ضد كلمة (فرانك). |
bu iyi. | Open Subtitles | وهذا جيّد |