"وهذا عندما" - Translation from Arabic to Turkish

    • işte o zaman
        
    • İşte o anda
        
    • İşte bu noktada
        
    • İşte o zaman
        
    Böylece top fitilin sana kaçmak izin zaman veriyordu ama bu kez alarm erken çaldı işte o zaman Jenna seni gördü. Open Subtitles كان من المفترض ان يعطيك فتيل مدفعك وقتا لكي تهرب ولكن هذه المرة جهاز الانذار اشتغل مبكرا وهذا عندما شاهدتك جينا ابلبي
    İşte o zaman kesinlikle önemli ve tehlikeli bir şey gerçekleştiğini biliyorsunuz. TED وهذا عندما تعرف , أن هناك شيء حرج جداً الخطر يحدث
    Ama sonra, ana roketler devreye girince... işte o zaman, gerçekten... çok hızla gittiğini anlıyorsun. Open Subtitles لكنها عندئذ شاهدت معززات الصاروخ تنطلق وهذا عندما تعرف إنك ذاهب إلى مكان ما سريعا جدا
    Bakışlarını kaçırmak zorunda kalıyor ve işte o anda da görüyor! Open Subtitles لقد كنت أمزح الموضوع إنها كانت مرعوبة .. وهذا عندما رأتها
    İşte bu noktada Matias'ın aklına ... müthiş bir fikir gelmişti ama fena halde tehlikeliydi. Open Subtitles في سنة الإنتخابات ، يمكن أن لا يكون هناك قتلى من المارة وهذا عندما أتت (ماتياس) فكرة عبقرية لكن خطيرة كالجحيم
    Ve bu heyecan azalmaya başladığında, işte o zaman çiftler acı çekmeye başlar. Open Subtitles وبعدها تبدأ بالهبوط وهذا عندما يبدأ التنائي بالمعاناه
    İşte o zaman bana bir gün benimle evleneceğine söz vermişti. Open Subtitles وهذا عندما وعدني أنه سوف يتزوجني في يوم ما.
    Ve işte o zaman kalemi elinden bırakıp kılıçlarını kuşandı. Open Subtitles وهذا عندما وضعع القلم أسفل والتقط السيف.
    Sessizlik oldu. İşte o zaman beni alkışlamadıklarını anladım. Open Subtitles وهذا عندما أدركت أنهم لم يكونوا يصفقون لي
    İşte o zaman ilk etapta neden üye olduğumu hatırladım, anlıyor musun? Open Subtitles وهذا عندما أتذكّر عندما وقّعت في المقام الأول، تعرف؟
    İşte o zaman Mike Ross'un tanıdığım tüm avukatlardan daha dürüst olduğunu anladım. Open Subtitles وهذا عندما لاحظت ان مايك روس يمتلك نزاهة وشفقة في أصبعه الصغير أكثر من أي محامي قابلته من قبل
    İşte o zaman bizler, dışarıda yalnız kalmakla burada güvende olmak arasında seçim yapabilecek kadar şanslı olanlardık. Open Subtitles وهذا عندما أتى نحن كنا سعيدين كفاية لأمتلاك الخيار ليجب أن نختار بين الدخول وحيدا هناك
    İşte o zaman, kille olan geçmişim ile yeni yeni gelişmeye ve insanların şehrin güney yakasıyla ilgili anlayışlarını değiştiren bu yeni şey arasında bir ilişki olabileceğini hissetmeye başladım. TED وهذا عندما شعرت بأنه ربما هناك علاقة بين ماضيّ مع الطين وهذا الشيء الجديد الذي بدأ يتطور، أننا بدأنا ببطء إعادة تشكيل كيفية تخيل الناس للجانب الجنوبي من المدينة.
    Ayağım bir şeye takıldı ve işte o zaman buldum cesedini. Open Subtitles لقد تعثرت بشيء وهذا عندما وجدت جثـته
    İşte o anda, aileyi terk edişinden bu yana ilk defa Michael'ı gördü. Open Subtitles وهذا عندما رأت (مايكل) لأول مرة منذ آخر مرة غادر فيها العائلة
    - İşte o anda Lucille kardeşlerin bir araya gelmesini engellemenin bir yolunu buldu. Open Subtitles وهذا عندما وجدت (لوسيل) طريقة لتمنع تعاون الأخوين
    İşte bu noktada sen geliyorsun. Open Subtitles وهذا عندما حضرت انت .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more