Beni, insan beynini anlamaya sevk eden bir şey var. bu bana onu hatırlatıyor. | TED | لذا هناك شيء واحد هذا يجعلني أواصل محاولة فهم الطبيعة البشرية، وهذا يذكرني بذلك. |
Ayrıca bornozun da tam kapalı değil o da bana babamı hatırlatıyor. | Open Subtitles | بالإضافة أن ردائك ليس مغلق بالكامل وهذا يذكرني به ايضًا |
Babası gözlerinin önünde öldü. Annemin ölümünü hatırlatıyor. | Open Subtitles | والدها مات امام عينيها, وهذا يذكرني بموت امي |
bu bana buralarda değişmesi gereken bir başka şeyi hatırlattı. | Open Subtitles | وهذا يذكرني.. بأن هناك شيء آخر يجب أن يتغير هنا.. |
Ve bu bana sizlerin yeterince televizyon izlemediğini hatırlattı. | Open Subtitles | وهذا يذكرني بأنكم يا ناس لا تشاهدون التلفاز بقدر كافي |
Aklıma gelmişken, televizyon zamanımız da geldi. | Open Subtitles | وهذا يذكرني بأنه حان الوقت لمشاهدة التلفاز. |
Bu durum bana, sınırsız ve sonsuz bir bütünün parçası olduğumu hatırlatıyor. | Open Subtitles | وهذا يذكرني بأني عموم من وحدة متكاملة لا نهائية و أبدية |
Bana babamın tüm hatalarını düzeltmek için burada olduğumu hatırlatıyor. | Open Subtitles | القطن: وهذا يذكرني بأنني هنا للتراجع عن الأخطاء والدي. |
Bana bir aile gibi beraberken başımızdan geçenleri hatırlatıyor. | Open Subtitles | وهذا يذكرني كل شيء لدينا تم من خلال معا كأسرة واحدة. |
Bir çok yönden, bana eski Escort Cosworth'ü hatırlatıyor. Mükemmel bir arabaydı. | Open Subtitles | في نواح كثيرة، وهذا يذكرني من مرافقة كوزوورث القديم، والتي كانت سيارة كبيرة. |
Bu, bana, doğal dünyayla bağlarımızı kaybetmenin ne kadar da kolay olduğunu hatırlatıyor. | Open Subtitles | وهذا يذكرني تماما كم هو سهل بالنسبة لنا أن نفقد الاتصال مع العالم الطبيعي |
Bana Greg Sheffler'ın çamaşır odasını hatırlatıyor. | Open Subtitles | وهذا يذكرني غرفة الغسيل جريج Sheffler ل. |
Küçüklüğümü hatırlatıyor bana. | Open Subtitles | وهذا يذكرني من عندما كنت صغيرا. |
Bana o sıradan hayatımı hatırlatıyor. | Open Subtitles | وهذا يذكرني من لى البدايات المتواضعة. |
Dışarıda yemek yerken şöyle deyişini hatırlatıyor "Çabuk, kimse bakmazken ketçapları cebine indir." | Open Subtitles | وهذا يذكرني لنا تناول الطعام في الخارج ولها قائلا، "السريع، انها تبحث أحد، ملء جيوب الخاصة بك مع صلصة الطماطم" " |
Gerçekten. bu bana kostüm bölümüne uğramamız gerektiğini hatırlattı. | Open Subtitles | قصة حقيقية، وهذا يذكرني يجب أن نذهب الى غرفة الملابس |
Ve bu durum bana eskilerden... bir şarkıyı hatırlattı. | Open Subtitles | وهذا يذكرني بأغنية مميزة من الزمن الجميل |
Şekerli bulaşık suyu gibi. Babanı hatırlattı. O nasıl? | Open Subtitles | وضع الكثير من السكر، و وهذا يذكرني الدك جاء، وكيف هو؟ |
Alias'ın harika bir bölümü geldi Aklıma. | Open Subtitles | وهذا يذكرني بتلك الحلقة الباهرة من Alias. |
Aklıma gelmişken çıkışta Grayer'ı Hıristiyan kreşinden alır mısın? | Open Subtitles | ... وهذا يذكرني (رجاء التقطى (جراير من المدرسة المسيحية |