"وهذا يقودني" - Translation from Arabic to Turkish

• bu da beni
• ve bu beni

bu da beni öğrendiğim ikinci şeye getiriyor: Rakibini asla hafife alma.
وهذا يقودني إلى الدرس الثاني : لا تقلل من شأن خصمك أبداً.

bu da beni şirketlerin yardım edebileceği son konuya getiriyor.
وهذا يقودني إلى الطريقة الأخيرة التي يمكن للشركات أن تقوم بها.

bu da beni yan iş devriminin bize gösterdiği son şeye getiriyor: İnsanlar kendilerini denemek istiyor.
وهذا يقودني إلى الشيء الأخير التي تظهره لنا ثورة النشاط الجانبي: الناس يريدون أن يراهنوا على أنفسهم.

ve bu beni bilimin coğrafya sorununun ikinci sebebine getiriyor.
وهذا يقودني إلى السبب الثاني لمعاناة العلم من عقبةٍ جغرافية.

ve bu beni ikinci ilkeye getiriyor: Asla yetinmeyin.
وهذا يقودني إلى المبدأ الثاني: عدم الإكتفاء بما لدينا.

ve bu beni bugün yüzleştiğimiz zorluğa getirdi, bu otomasyonun bizim için getirdiği sorun.
وهذا يقودني إلى التحدي الذي نواجهه اليوم، التحدي الذي يطرحه علينا التشغيل الآلي.

bu da beni bugün ki toplantımıza getiriyor, beyler. Lütfen...
وهذا يقودني إلى إجتماعنا الحاليّ أيّها السادة

bu da beni güvenlik kameralarındaki kayıt saatlerinde bir sorun mu var diye düşündürüyor.
وهذا يقودني بالتفكير أن حتماً هُناك عطل بساعتنا الأمنيّة.

İki farklı kişiliğim varmış gibi ve bu da beni deli ediyor.
أشعر وكأنني شخصين مختلفين وهذا يقودني للجنون

Kişisel duygularının, profesyonel kararlarının önüne geçmesine izin veriyor ki bu da beni delirtiyor resmen.
ويترك مشاعره الشخصية تؤثر على حكمه الوظيفي، وهذا يقودني للجنون

bu da beni ikinci konuya getiriyor.
وهذا يقودني إلى النقطة الثانية.

bu da beni SDSS'le ilgili en önemli noktaya getiriyor.
وهذا يقودني إلى أهم نُقطة في SDSS.

bu da beni... numara üçe yönlendiriyor.
وهذا يقودني إلى الشيء الثالث.

Yalan söylüyorsun bu da beni Mickensların tam ortasında bırakıyor ki kesinlikle ortada kalmak istemiyorum.
،أنت تكذب ،(وهذا يقودني لـ(الميكنس تحديداً حيث لا أطيق التواجد

Bilemiyorum, ama gittikçe daha sık görmeye başladım ve bu beni deli ediyor. Tanrı olmak gibi bir şey bu.
لا اعلم , انا ارى الكثير وهذا يقودني الى الجنون , لا اعرف

Ve.. ve ben ilerisini göremiyorum ve bu beni çıldırtıyor.
ولا .. لااستطيع رؤية ماسيحدث وهذا يقودني للجنون

Ona nasıl ulaşacağımı bilsem, arardım. Ama ulaşamıyorum ve bu beni delirtiyor.
يمكن أن أفعل ، لو أني أعرف طريقة للإتصال بها ، لايمكني وهذا يقودني للجنون

Kendimi salak gibi hissediyorum ve bu beni sinir ediyor.
أشعر بالحماقة وهذا يقودني للجنون.

Bir şeyin peşinde olduğunu biliyorum ve bu beni deli ediyor.
أعرف أنك تخططين لشىء وهذا يقودني للجنون