"وهو جزء من" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir parçası
        
    öncelikle,o bir tayt, küloylu çorap değil, ve kostümün bir parçası. Open Subtitles هذا فيزون ، وليس بنطال داخلي ضيق وهو جزء من زيّك
    Bu işimin ve olduğum her yerde en zeki adam olmamın bir parçası. Open Subtitles وهو جزء من الأعمال، و، حسنا، كونها أذكى الرجل في أي غرفة معينة.
    Olimpik Gelişim Programının bir parçası olan Kaliforniya eyalet takımında oynuyordum. TED كنت ألعب لصالح فريق ولاية كاليفورنيا وهو جزء من برنامج التطوير الأولمبي.
    Psikoz hastalarının nöbetlerini azaltmada bu yöntemi kullanıp başarılı olunca Scoville, H.M.'nin hipokampusunu çıkarmaya karar verdi. Yani duygularla bağlantılı limbik sistemin bir parçası olduğu bilinen ancak işlevi bilinmeyen bölümü. TED وبما أنّه استعان بالجراحة بنجاح لتخفيف نوبات مرضى الذُهان، قرر سكوفيل استئصال الحُصَين من دماغ هـ. م. وهو جزء من الجهاز الطَرْفي والذي كان يُربط بالعواطف لكن لم تكن وظائفه معروفة.
    Bağışıklık sisteminin bir parçası olan dalaktaki bir tıkanma hastayı enfeksiyon riskine sokar. TED انسداد الطحال، وهو جزء من الجهاز المناعيّ، يعرّض المريض للإصابة بإنتانات خطيرة.
    Sonuçta benim eniştem ve o da bu ailenin bir parçası. Ne kadar çabuk alışırsan o kadar iyi edersin. Open Subtitles حسناً ، إنه زوج شقيقتي، وهو جزء من عائلتي وكلما أسرعت في معرفته كلما كان أفضل
    Lareena'ya kanun ve düzen getirilmesine yönelik seçim sözünün bir parçası olarak. Open Subtitles وهو جزء من حملتها الدعائية التي وعدت بها باحلال القانون و النظام في لورينا
    Olup bitenler, risk, işimin bir parçası. Open Subtitles وعندماحدث،أعني.. إنها مخاطرة .. وهو جزء من عملي وغير هذا لا أكن له ضغينة،
    O'Malley'nin Koyu'nu 21. yüzyıla sokma planımın bir parçası. Open Subtitles وهو جزء من خطتي كبيرة لتحقيق أومالى كوف إلى القرن 21.
    Gizlilik Projesi'nin bir parçası olan Echo denen bilgisayar programına erişiminiz var. Open Subtitles أنت تملك حرية الوصول "لبرنامج كمبيوتر يدعى "الصدى وهو جزء من الشبح
    Bu onların biyolojisinin bir parçası. Open Subtitles وهو جزء من علم الأحياء الخاصة بهم.
    Ne kadar korkunç olursa olsun bunun bir parçası olmak, damarlarımdaki adrenalinin yükselmesine neden oldu. Open Subtitles مع فظاعة هذا إلا أنه نوعاً ما... تناولت هرموناً منشطاً وهو جزء من هذا
    Samanyolu bunların bir parçası, Yerel Süperküme. Open Subtitles لدينا "درب التبانة" الخاص بنا وهو جزء من واحدة من هذه، العذراء العنقودية.
    Ve bu ailenin bir parçası, bunu kabul etmeye başlamalısın. Open Subtitles وهو جزء من العائلة ويجب عليك تقبل ذلك
    Ben kanserim. Bu, hayatımın bir parçası. Open Subtitles أنا مصاب بالسرطان، وهو جزء من حياتي.
    Biz de onun yerine, bizim araştırma hikayesi olarak adlandırdığımız şekilde gidip herşeye kısaca göz atmak yerine, Jonas'ı Hindistan'da Bombey'in bir parçası olan Dharavi'ye gönderdik, ve onun orada kalıp şehrin bu önemli bölümünün kalbine ve ruhuna giriş yapmasını sağladık. TED بدلا من ذلك ما قمنا به هو ، بدلا من الخروج والقيام بما من شأنه أن يؤدي في ما كنا النظر في نوع من قصة المسح ، حيث يمكنك الذهاب فقط في والنظر فقط قليلا على كل شيء ، وضعنا جوناس في دارافي وهو جزء من بومباي ، الهند والسماح له بالبقاء هناك وحقا في الحصول على قلب وروح هذا حقا جزءا كبيرا من المدينة.
    Bu düşüncemin bir parçası. Open Subtitles وهو جزء من ما اعتقدت
    Merkezi sunucunun bir parçası. Open Subtitles وهو جزء من سيرفر مركزي
    Büyük silah hırsızlığının bir parçası. Open Subtitles وهو جزء من سرقة بندقية كبيرة
    Bugizemin bir parçası olduğunu. Open Subtitles وهو جزء من اللغز.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more