"وهو لَيسَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • değil
        
    • ve
        
    Bir havalardasın, tatlım ve bu hiç de çekici değil. Open Subtitles حَسناً، أنت في بَعْض المزاجِ، حبيب، وهو لَيسَ جذّابَ جداً.
    Üstelik orası özel bir mülk ve balık avlama sezonu da değil. Open Subtitles وهو لَيسَ حتى فصلَ صيدَ السمك تلك لَيستْ جريمة، أليس كذلك؟
    ve oraya kahramanlar gitmiyor. Uzak bir ihtimal değil. Open Subtitles وهو لَيسَ المكانَ حيث يذهبْ الأبطال ، لَيسَ مِن قِبل محاولة طويلة ملعونة
    Bizden biri değil hiçbir zaman da olmadı ve onlardan da değil! Open Subtitles هو لَيسَ أحدنا، هو مَا أحدنا، وهو لَيسَ حتى أحدهمَ.
    Başkalarının giderleriyle eğleniyorum ve üstelik senin değil. Open Subtitles أَقْضي وقتاً ممتعاً في شخص ما النفقة، وهو لَيسَ لك.
    Gerçek adı Sean Wyatt Leblanc ve İngiltere'den değil aslında Kanada, Montreal'denmiş. Open Subtitles إسمهالحقيقي شون وايات لابلانك، وهو لَيسَ مِنْ إنجلترا
    Orası senin için soğuk ve karanlık olabilir ama Mulder ve babam için değil. Open Subtitles lt قَدْ يَكُون a برودة، مكان مُظلم لَك، لَكنَّه لَيسَ لMulder. وهو لَيسَ لأبي.
    Dr. Crane, bana sürekli hediyeler getirir ve hiçbir şeyin peşinde de değil. Open Subtitles الدّكتور Crane يَجْلبُني هدايا وهو لَيسَ بعد أيّ شئِ.
    Bunu ırkçı bir konuya dönüştürüyorsunuz ama öyle değil. Open Subtitles السّيدة Russel، أنت تَجْعلُ هذا إلى a شيء عرقي، وهو لَيسَ.
    Her neyse, o bir ilişki yaşıyor ve bu ilk değil. Open Subtitles على أية حال، هو يُعاشرُ وهو لَيسَ أوله.
    Hayır, mesele Amy değil, muhallebi de değil. Open Subtitles لا، هو لَيسَ أيمي وهو لَيسَ ذو لون أبيض مائل للصفرةَ مِنْ الحنطةِ. إنّ الحقيقةَ...
    ve bu da oldu ilk kez değil. Open Subtitles وهو لَيسَ المرة الأولى حَدثتْ أمّا.
    Ama saat 8:15 ve hala burada değil. Open Subtitles حَسناً، هو 8: 15 وهو لَيسَ هنا
    Bu bizim pisliğimiz bile değil, başkalarının artığı. Open Subtitles وهو لَيسَ حتى مياه مجارينا، هي بقيةُ.
    Ama geçmişte, ve bu sizin suçunuz değil. Open Subtitles لَكنَّه في الماضي، وهو لَيسَ عيبَنا.
    İntikam babanızı geri getirmez, Bayan Swann, ve bu yüzden de ölmeye niyetim yok. Open Subtitles الإنتقام سوف لَنْ يَجْلبَ ظهر أبوكَ، الآنسة سوان، وهو لَيسَ شيءاً أَنْوى المَوت من أجل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more